0850 303 9 777|Şubelerimiz
Amerika Birleşik Devletleri
Amerika Birleşik Devletleri

Herkes Amerika’yı, Amerika Birleşik Devletleri’ni, az ya da çok tanır. Kimi sinema filmlerinden tanır, kimi Hemingway gibi yazarların kaleminden, kimi televizyondan ...
 
Amerika deyince akla, Washington gelir, New York gelir, Los Angeles gelir; kovboylar kızılderililer, Reis Oturan Boğa, altına hücum gelir. Oscar ödül töreni, sinema yıldızları, Marilyn Monroe, Elvis Presley gelir. Beyaz Saray, Başkan Kenedy, Obama, Trump, Empire State, Manhattan Adası, Hollywood, Amerikan rüyası, Marthin Luther King ve mücadelesi gelir. Disneyland, Jaz müziği, step dansı gelir. Gazap Üzümleri, Tom Sawyer gelir. Büyük Kanyon, Rushmore Dağı, Mississipi Nehri gelir. Fast food, hamburger gelir..
 
Kısacası Amerika’ya dair pek çok şey gelir. Oysa gidip görmeden Amerikayı tanımak pek de kolay değildir. Hayaller ve gerçeklerin birbirine karıştığı, birbirini beslediği, türlü hikayeler yarattığı bu masalsı ülkeyi ziyaret güzel bir maceradır.
Kaynak : Shutterstock

Washington Dc

Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti ve adeta ülke tarihine dair bir açık hava müzesidir. Ülkenin doğusunda ve Atlantik kıyısına yakın bir bölgede kurulan kentin tam adı Washington DC’dir. DC, District of Columbiya (Kolumbiya Bölgesi) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.
 
Şehir federal devletin yönetim merkezi olarak, güvenlik amacıyla federasyonu oluşturan devletlerin hiçbirine dahil olmayan özel bir bölgede kurulmuştur. Şehrin inşa edileceği bölge George Washington tarafından seçilir ve başkentin yer alacağı bölge, Kristof Kolomb (Christoph Columbus) anısına Kolumbiya Bölgesi olarak adlandırılır. Bu bölge, Potomac ve Anacostia nehirlerinin birleştiği noktada, Virginia ve Maryland eyaletlerinin arasındadır.
 
Amerikan merkezi yönetiminin en önemli iki yapısı, Amerikan Kongre  Binası (Capitol) ve Amerikan başkanlarının ikamet ettiği Beyaz Saray, gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında sıklıkla görünen, hemen herkesin göz aşinalığı olan klasik stilde ikonik binalardır.
 
Washington’un karateristik özelliği, Amerikan tarihinin önemli isimlerinin veya büyük fedakarlık anlarının anısına yapılmış anıtların çokluğudur : Washington Anıtı, Lincoln Anıtı, Jefferson Anıtı, Franklin Delano Roosvelt Anıtı, Martin Luther King, Jr. Anıtı, Wietnam, Kore Gazileri, II. Dünya Savaşı anısına düzenlenmiş anıtsal alanlar ... Bu alanların büyük çoğunluğu National Mall adı verilen milli park içinde veya civarında, her bahar kiraz çiçekleri ile bezenen Tidal Basin civarında yer alır. National Mall,  doğuda Capitol’den başlayarak ve Potomac nehri kıyısında Lincoln Anıtı’na dek uzanan yeşil ve anıtsal bir park şeridi olarak düzenlenmiştir.
 
Kültür ve sanat alanında da Amerika Birleşik Devletleri’nde çok önemli bir yeri olan başkentte Ulusal Sanat Galerisi, Smithsonian Müzeleri gibi pek çok müze, Kenedy Gösteri Sanatları Merkezi gibi sanat merkezleri, yüzlerce kütüphanenin yanı sıra Amerika’nın hafızası niteliği taşıyan Kongre Kütüphanesi bulunur.
 
Amerikan tarihinin en değerli simgesel alanı olarak büyük bir turistik cazibeye sahip olan Washington DC, aynı zamanda bir yönetim merkezi, canlı ve renkli bir metropol, havasını solumaktan zevk alınacak güzel bir şehirdir. 
 
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Los Angeles

Amerika’nın Kaliforniya Eyaleti’nde, Pasifik Kıyısında kurulu olan Los Angeles, yalnız Amerika’nın değil, tüm dünyanın yakından tanıdığı bir metropoldür. Özellikle Hollywood ve film endüstrisinin varlığı burayı daha bir renkli ve çekici kılmakta; kozmopolit bir kültür kenti olmasında önemli bir rol oynamakta...
 
Amerika’nın en kalabalık ikinci kenti olan Los Angeles, insanların kısaca ifade ettiği şekliyle LA (ingiliz alfabesine göre el ey okunur) Melekler Şehri olarak da anılıyor. Los Angeles bir İspanyol ismi ve “angeles” melekler anlamına geliyor. Kaliforniya’da yüzlerce yıl varlığını sürdüren yerli kültürü bir yana, Avrupalıların Kaliforniya’yı keşfi İspanyollar aracılığıyla oluyor. 1700’lerin sonlarında kurulan şehir, 1821’de Meksika’nın İspanyollardan bağımsızlığını elde etmesiyle Meksika toprağı olursa da 1846’da Birleşik Devletler’in eline geçer. 1859’de Kaliforniya Birleşik Devletler’in 31. Eyaleti olur. 1900’lerden itibaren film endüstrisi ve havacılık endüstrisi şehrin gelişiminin ana itici güçleri olur.
 
Los Angeles özellikle Hollywood, burada kurulu film stüdyoları, hemen yakınlardaki Anaheim şehrinde bulunan Disneyland ile çok çekici bir turizm bölgesi. Universal Stüdyoları veya Warner Bros Stüdyoları gibi film endüstrisinin en önemli firmalarını, mutfaklarını görmek, en sevilen filmleri adeta yaşamak için ziyaret etmek mümkün.   

Alış veriş yaparken, güzel bir restoranda yemek yerken hemen yakınlarda dünya çapında bir sinema yıldızını görmek pek ala mümkün. Göremezseniz, Hollyword Bulvarı ve Vine Caddesi’nde, ünlü Walk of Fame boyunca ünlüler için konmuş 2500’den fazla yıldızı görmekle yetinmek zorundasınız. Walk of Fame Amerika’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri, belki de birincisi.
 
Alış veriş sevenler için bir cennet Los Angeles. Grove, Santa Monica Place, Citadel Outlets gibi alış veriş merkezleri bir tarafa Beverly Hills – Rodeo Drive lüksün adresi olarak öne çıkıyor.
 
Los Angeles’ın plajları da dünyaca ünlü... Bu plajlardan El Matador Plajı, sörf sevenlerin gözdesi Malibu Surfrider Plajı, kilometrelerce uzanan Santa Monica Plajı, pek çok filme sahne olup dünya çapında üne kavuşmuş Venüs Plajı, benzer şeklilde Manhattan Plajı özellikle öne çıkıyor.
 
Amerika Birleşik Devletleri’nin en fazla müzeye sahip şehirlerinden biri olan Los Angeles’da Getty Center’da yer alan Paul Getty Müzesi, Los Angeles County Museum of Art (LACMA), Museum of Contemporary Art (MOCA), Pasadena Norton Simon Museum, Huntington Library, Art Collections and Botanical Gardens görmeden geçemeyeceğiniz yerler...
 
Melekler Şehri’nde yapılabilecekler bundan ibaret sanılmasın. Ünlü gece klüpleriyle gece yaşamından, sağlık için birbirinden güzel spalardan, Runyon Canyon gibi türlü doğa aktivitesinin yapılabileceği doğal alanlarından, Frank Gehry’nin Walt Disney Konser Salonu ve Frank Lloyd Wright’ın Hollyhock House’u gibi Amerika’nın en seçkin mimarlarına ait eserlerden ve son derece güzel bahçe tasarımlarından, seçkin tiyatrolardan oluşan uzun bir yapılabilecek, görülebilecekler listesi sizi bekliyor.
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

New York

Şehir Atlantik kıyısında, Amerika’nın kolonileşme sürecinde, ilk olarak Hollandalılar tarafından, New Amsterdam adıyla kurulur. Denizci bir millet olan Hollandalılar deniz ticareti için bir üs olarak kullanma amacıyla kurmuştur, Hudson Nehri’nin ağzındaki bu liman kentini. Kurulduğu yerin değerinin anlaşılmasıyla İngilizlerin de ilgisini çeker ve İngiltere’nin York Dükü James’in gönderdiği bir filoyla kuşatılıp İngiliz ellerine geçer. New Amsterdam ismi New York olarak değiştirilir. O günden bugüne büyük bir gelişme gösteren bu metropol, dünyanın en hareketli, en canlı ve en önemli şehirlerinden biri haline gelir.
 
New York şehri, borough adı verilen beş idari bölgeden oluşur. Manhattan Adası, New York’un ünlü silüetini oluşturur. Hudson Nehri, Harlem Nehri ve East Nehri adı verilen tuzlu su yolu ile çevrelenmiştir. Bronx, ana kara toprakları üzerinde yer alır. Long Island Adası’nın batı ucundaki Queens ve Brooklyn, son olarak Staten Adası New York’u oluşturan beş bölgedir.
 
New York’ta Özgürlük Adası üzerinde yer alan Özgürlük Heykeli, Amerika Birleşik Devletleri ile özdeşleşmiştir. Fransızlar tarafından Birleşik Devletler’e hediye edilen bu anlamlı heykelin yaratıcısı Fransız heykeltraş Bartholdi ve heykelin iç kısmında yer alan iskeletin tasarımı da Eyfel Kulesi’nin de yaratıcısı olan Gustave Eiffel’e aittir.
 
New York, Wall Street ile tüm dünyanın takip ettiği bir finans ve bankacılık merkezi, dünya modasına yön veren bir moda ve alışveriş merkezi, sanat ve kültür merkezi, Amerikan haberciliğinin ana merkezlerinden biri, etnik çeşitlililiğin rakamsal olarak yüzlerle ifade edildiği dünyanın belki de en kozmopolit kentidir.
 
Amerikan Tiyatrosu’nun simgesi haline gelmiş olan Broadway, dünyadaki en iyi müzik salonlarından biri olan Carnegie Hall, koleksiyonlarının zenginliği göz kamaştıran Metropolitan Sanat Müzesi New York’tadır.
 
Tarihin en büyük terör saldırısına hedef olarak yıkılan New York Dünya Ticaret Merkezi İkiz Kuleleri’nin yerine yapılan One World Ticaret Merkezi, Central Park; yapımı 1931 gibi çok erken bir tarihte tamamlanmış, 102 katlı, uzun bir süre dünyanın en yüksek binası ünvanını elinde bulunduran ikonik Empire State binası, şaşırtıcı bir kapasiteye sahip olan John F. Kennedy Havalimanı buradadır.
 
New York şehri, nam-ı diğer Büyük Elma, Amerika denince akla gelecek hemen her şeyi bünyesinde toplamış olağanüstü bir kenttir.
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

San Francisco

San Fransisko, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya Eyaleti’nde, Pasifik Okyanusu ile San Fransisko Körfezi arasında kalan bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Önemli bir kültürel ve ekonomik merkez, aynı zamanda bir liman kentidir. Şehrin simgelerinden, ikonik görünümüyle Golden Gate Köprüsü, San Fransisco’yu körfezle okyanus arasındaki Golden Geçidi üzerinden Marin Yarımadası’na bağlar. Şehir, San Fransisco Körfezi’ni batıdan doğuya kateden Bay Bridge  köprüleri ile de Yerba Buena Adası üzerinden Oakland şehrine bağlanır.
 
Binlerce yıl boyunca yerliler tarafından bolluk ve bereket içinde bir yerleşim yeri olarak kullanılan San Fransisco’ya ulaşan ilk Avrupalılar, 1500’lerin ilk yarısında İspanyol ve Portekizliler olmuştu ama 1579’da ünlü İngiliz kaşifi Sir Francis Drake de buraya ayak basmıştı. 1776’da İspanyollar burada bir garnizon kurdular; onu Aziz Asissili Francis adına kurulan misyonerlik binası takip etti. Böylece bölgede yeni bir isim altında bir şehir kuruluyordu. 1821’de İspanya’dan bağımsızlığını kazanan Meksika’nın kontrolünde olan San Fransisco, 1846’da Birleşik Devletler’in eline geçti. 1848’de Altına Hücum furyası ile nüfusunda büyük bir artış yaşayarak büyüdü. Bu furyada ve demiryollarının yapımı sırasında göç eden Çinli nüfus Çin Mahallesi’nin temellerini atmıştır. 1906’da büyük bir deprem felaketine uğrayan şehir kısa zamanda yeniden inşa edildi. Zaman içinde Beat kuşağı, hippiler ve gay hareketinin merkezlerinden biri haline gelmiştir.
 
San Fransisco bulunduğu coğrafya nedeniyle diğer Amerikan şehirlerine oranla daha küçük bir alanda inşa edilmişse de zengin bir kültürel ve sosyal yaşama sahiptir.
 
Golden Gate Park, Dolores Park gibi parkları; San Fransisco Güzel Sanatlar Sarayı, SFMOMA Modern Sanatlar Müzesi, Exploratorium gibi müzeleri, Pier 39 Balıkçı İskelesi, Ferry Binası Pazar Yeri gibi renkli noktaları; Çin Mahallesi gibi turistik ve ilgi çekici merkezleri, romanlara filmlere konu olmuş Alcatraz Adası ve Hapishanesi ile San Fransisco, Amerika’nın en güzel şehirlerinden biri. Amerika’nın ünlü Silikon Vadisi’ne de San Fransisco’dan kısa bir yolculukla ulaşmak mümkün.
 
Şehirde bulunan 43 tepeden en bilinenlerinden  biri olan Telegraph Hill üzerinde yer alan, San Fransisco’nun simgelerinden Coit Kulesi de harika bir panaromik şehir görüntüsü vadediyor.

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Şikago

Amerika’nın en kalabalık şehirlerinden biri olan Şikago (Chicago) Kuzey Amerika’da, Illinois Eyaleti’nde, Michigan Gölü’nün güneybatısında ve Şikago Nehri’nin ağzında  kurulu. 
 
Şikago, kültürel çeşitliliğin simgesi şehirlerden biri. Yanı sıra kültür ve sanat alanında da büyük bir zenginliğe sahip. Yüzlerce tiyatro, gösteri merkezi, spor alanı ve parkla donanmış şehirde pek çok farklı alanda festivali takip etmek; dünya çapında sanatsal aktiviteleri izlemek mümkün.   
 
Şikago Kenti, kolay gerçekleştirilemeyecek bir projeye de imzasını atmış. 1900 senesinde mühendislik harikası bir projenin açılışını yapan Şikagolular, Michigan Gölü’ne akmakta olan Şikago Nehri’nin akış yönünü tersine çevirerek şehrin hem temiz içme suyu ihtiyacını çözmüş, hem de şehir ve şehre ait insan eliyle yapılmış gemi kanalı üzerinden Atlantik Okyanusu ve Göller Bölgesi’ni Mississipi Nehri’ne bağlayan muhteşem bir deniz ticaret yolunun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ardından demiryolu taşımacılığının ana merkezlerinden biri haline gelen Şikago, bugün de demiryolu ve hava taşımacılığında önemli bir merkez.
 
Şehrin iş merkezlerinin bulunduğu Loop bölgesi, ünlü Madison Caddesi’ni, içinde büyük sanatçı Anish Kapoor’un Bean olarak da anılan ilginç Bulut Geçidi çalışmasını barındıran Millenium Parkı’nı, son derece zengin koleksiyonları ile Art Institute of Chicago Müzesini ve Willis Tower binasını da içeriyor. Dünyanın en büyük dinazorlarından biri olan Titanozor’a ev sahipliği yapan Field Müzesi, Shedd Akvaryumu, Adler Planetaryumu, alışverişin kalbi Michigan Avenue Magnificent Mile da hemen yakınlarda ...
 
1973’de tamamlanan 110 katlı, eski adıyla Sears yeni adıyla Willis Tower binası, Amerika’nın en yüksek binalarından biri...Bu binanın 103. katından, üstelik cesaretiniz varsa cam balkonlardan tüm Şikago’yu ayaklarınızın altına alan bir manzara seyredebiliyorsunuz.
 
Şikago, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan canlı, hareketli, ilgi çekici ve keşfetmeye değer bir kent ...
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Benjamin Franklin Heykeli ve Amerikan Bayrakları
Kaynak : Shutterstock Missouri Nehri
Kaynak : Shutterstock Büyük Kanyon ve Colorado Nehri
Kaynak : Shutterstock Amerikan Kongre Binası

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) toprakları, Kuzey Amerika’da, doğuda Atlantik Okyanusu’ndan batıda Pasifik Okyanusu’na dek uzanır. Dünyanın yüzölçümü olarak en büyük ülkelerinden biridir. Ülke toprakları kuzeyde Kanada ile güneyde Meksika toprakları, California ve Meksika Körfezleri ile sınırlanır. Amerika Kıtası’nın kuzeybatı ucunda yer alan ve Birleşik Devletler’in ana sınırları ile arasında  Kanada toprakları bulunan Alaska Eyaleti, Bering Boğazı ile Asya’dan ayrılır ve burada Amerika’nın Rusya ile deniz sınırı bulunur. Ülkenin deniz aşırı toprakları arasında, Pasifik Okyanusu ortalarında yer alan Hawai, Karayip Denizi’nde bulunan Porto Riko ve Virgin Adaları bulunur.

Ülke topraklarını sulayan en uzun nehir Montana’daki Rocky Dağları’ndan doğan ve Missouri’de Mississippi Nehri ile birleşen 3 767 kilometrelik Missouri Nehri’dir. Ülkeyi adeta en kuzeyden en güneye kateden 3 730 kilometrelik uzunluğu ile en uzun ikinci ve üzerinde gemiyle taşımacılık yapılan en geniş nehri Mississipi, Kuzey Minnesota’daki Itasca Gölü’nden doğar ve Lousiana’da Meksika Körfezi’ne dökülür. Ülkedeki en büyük göller, kuzeydoğuda, Kanada sınırında yer alan, büyüklüğüne göre sırasıyla Superior, Huron, Michigan ve Erie gölleridir. Amerika sınırları içinde özellikle ülkenin batısında yoğunlaşmış ve en büyüğü Great Basin olmak üzere çok sayıda çöl de bulunur.

ABD’nin doğuda yer alan Atlantik kıyıları iç kesimlerinden Appalachian Dağları ile batıda ise Pasifik Kıyı sıradağları ile ayrılır. Bu dağlar Kuzey Amerika Cordillera’sının bir parçasıdır ve Cordillera aynı zamanda Rocky Dağları, Kolombiya Dağları, Sierra Nevada Dağları, Interior Dağları, Cascades Dağları’nı da içeren bir dağ silsilesi bölgesidir.

Doğal kaynaklar açısından çok zengin, devasa bir ülke olan Amerika’da nüfusun çoğunluğu  yeni bir hayat kurma hayaliyle buraya göçmen olarak gelmiş insanlar ve onların soyundan gelen kişilerden oluşur. Yine nüfusun önemli bir bölümü, köleliğe resmen son verilene dek köle olarak kıtaya getirilen Afrika kökenli bireylerden meydana gelir. Amerika’nın kızılderililer ve eskimolar olmak üzere yerli halkları da ülkede yaşamını devam ettiren diğer topluluklardır.   

Amerika Birleşik Devletleri, başkanlık sistemiyle yönetilen federal bir cumhuriyettir. Ülke, elli federal devlet ve federal bir bölge olarak Başkent Washington’un içinde bulunduğu Kolumbiya Bölgesi, Porto Riko gibi özel yönetim bölgelerinden oluşur.

Federasyonu oluşturan 50 devlet şöyle sıralanır : Alabama, Alaska, Arizona, Arkansas, Kaliforniya, Kolorado, Connecticut, Delaware, Florida, Georgia, Hawaii, Idaho, Illinois, Indiana, Iowa, Kansas, Kentucky, Louisiana, Maine, Maryland, Massachusetts, Michigan, Minnesota, Mississippi, Missouri, Montana, Nebraska, Nevada, New Hampshire, New Jersey, New Mexico, New York, Kuzey Karolina, Kuzey Dakota, Ohio, Oklahoma, Oregon, Pensilvanya, Rhode Island, Güney Karolina, Güney Dakota, Tennessee, Teksas, Utah, Vermont, Virginia, Washington, Batı Virginia, Wisconsin, Wyoming. Bu devletler iç işlerinde bağımsızdır.

Yasama yetkisi seçimle gelen üyelerden oluşan Kongre’ye aittir. Amerikan sistemi Cumhuriyetçiler ve Demokratlardan oluşan iki partili bir sistemdir. Kongrenin iki alt kanadı bulunur : iki yıl süreyle seçilen Temsilciler Meclisi ile her eyaletin altı yıl süreyle iki senatör tarafından temsil edildiği Senato. Kuvvetler ayrımı prensibi güçlü bir şekilde uygulanır.

Dünyanın ekonomik olarak süper gücü addedilen Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington DC, para birimi Birleşik Devletler dolarıdır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde dört farklı zaman dilimi bulunur.


Kaynak : Shutterstock Kolomb Heykeli - Columbus Ohio
Kaynak : Shutterstock Bağımsızlık İlanı - 2 Dolarlık Banknottan
Kaynak : Shutterstock İlk ABD Başkan George Washington
Kaynak : Shutterstock Efsanevi Siu Şefi Oturan Boğa
Kaynak : Shutterstock II. Dünya Savaşı - Çıkarma Yapan Amerikan Askerleri
Kaynak : Shutterstock Gümüş Yarım Dolar Üzerinde John Kennedy Portresi
Kaynak : Shutterstock Ayda İlk İnsan

Tarihi Bilgi

Amerika kıtasındaki ilk yerleşimlerin, onbinlerce yıl önce Bering Boğazı yoluyla Asya’dan gelenlerce yapıldığı yaygın olarak kabul edilen bir teoridir. Kristof Kolomb, kıtaya ayak basan ilk Avrupalı değildir. Denizci bir kavim olan Vikinglerin 11. yy’da Leif Ericson önderliğinde Amerika kıtasına ulaştığı bilinmektedir. Amerika kıtasının Avrupalılarca keşfi (1492), İspanyol Kral ve Kraliçesinin namına batıya doğru giderek Doğu’nun zenginliklerine ulaşacağına inanan Kristof Kolomb’un seferleri ile oldu. Öyle ki Kolomb, belki bilerek belki bilmeyerek karşılaştığı Amerikan yerlilerini “Indians” (İngilizcede Kızılderili ve aynı zamanda Hintli anlamlarına gelir) olarak nitelendirmişti ve bu söyleyiş bugüne dek devam etmiştir.

Avrupalıların ülkeye gelişi, bugünkü Amerika Birleşik Devletleri topraklarında yaşayan yerli halkı zaman içinde topraklarını ve yaşam haklarını savunmak zorunda bırakır. Yalnız savaşlar ve sürgünler değil, ülkeye Avrupa’dan gelen yeni bulaşıcı hastalıklar da yerlilerin yaşamlarını kaybetmesine ve sayılarının büyük oranda azalmasına neden olur.

Kolomb’un seferlerini Avrupa’dan gelen yenileri takip etti. Amerika’da ilk kurulan koloni, bir İngiliz kolonisi olup Virginia Jamestown’da kurulmuştu. Yeni bir dünya ve hayat uğruna kurulan koloniler çoğunlukla dini bir toplum niyetiyle yola çıkan dindar kişilerce kuruluyordu. Plymouth, bu niyetle kurulan ilk yerleşim yerlerinden biridir ve bu Massachusetts kolonisinin kurulması anlamına gelir.

Manhattan Adası’nda kurulan ilk koloni bir Hollandalı tarafından, New Amsterdam adıyla kurulmuştur. New Amsterdam daha sonra İngilizlerin eline geçer ve adı New York olarak değiştirilir. 18. yy. sona ermeden Amerika Birleşik Devletleri’nin temelini teşkil edecek ve devletin doğusunda konumlanmış 13 koloninin kuruluşu tamamlanmıştır. Amerikan bayrağında yer alan kırmızı beyaz 13 şerit, bu ilk 13 koloniyi temsil eder.

Koloniler İngiliz yönetimi altındadır. İngiliz politikası ve gün geçtikçe ağırlaşan vergiler, İngiltere ile koloniler arasında önemli bir gerilim yaratır. Nihayetinde 1773’de Amerikan tarihinin en önemli olaylarından Boston Çay Partisi yaşanır. Çay üzerine konan İngiliz vergisi nedeniyle haklarının ihlal edildiğini düşünen Amerikalılar, Boston limanında Doğu Hindistan Kumpanyası gemilerine çıkarak getirilmiş olan çayları denize atarlar. Bu, Amerikan vatanseverlerinin İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesinin sembol olaylarından biridir. İngiltere’nin tepkisi sert olur.

1775’de başlayan Amerikan bağımsızlık savaşında, İngiliz İmparatorluğu’na karşı Amerikan kuvvetlerini George Washington idare etmektedir. 4 Temmuz 1776’da büyük kısmını Thomas Jefferson’un kaleme aldığı Bağımsızlık Bildirgesi yayımlanır. 4 Temmuz tarihi Amerika Birleşik Devletleri’nde bugün de Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaya devam etmektedir.

Ancak savaşta İngiliz İmparatorluğu’nun düzenli ordusu avantajlıdır. Amerikan kolonileri bu nedenle Benjamin Franklin aracılığıyla Fransa’nın desteğini istemek zorunda kalır. Fransız birlikleri Amerikan bağımsızlık savaşında yer alır ve İngiltere 1781 Yorktown’da yenilgiyi kabul eder. İki yıl sonra 1783’de Paris Antlaşması ile Amerika’nın bağımsızlığı kabul edilir. George Washington 1789’da Amerika’nın ilk başkanı seçilir.

1800’lerin başlarına dek Amerika’da köle alınıp satılması son derece yaygın hale gelmiştir. Özellikle ülkenin güneyinde pamuk, tütün, şeker yetiştiren plantasyonlarda köle iş gücü kullanılmaktadır. 1808 yılında kölelik yasaklanır ama yasak sık sık delinir ve uygulanması mümkün olmaz. Kuzey ve Güney arasında kölelik konusu üzerinden ciddi bir kutuplaşma yaşanmaya başlar. Öyle ki 1860’da Abraham Lincoln’un Başkan seçilmesinin ardından Güney eyaletleri Birlik üyeliğinden çekilmeye başlar. Bağımsız yeni bir konfederasyon kurmaya giderler. Bu bölünmenin ardından başlayan İş Savaş veya Kuzey Güney Savaşı’nı köleliğe resmen son verilmesi, Kuzey’in zaferi ve Abraham Lincoln’un sukisat sonucu öldürülmesi takip eder.

1867’de Birleşik Devletler Alaska’yı Rusya’dan satın alır. Bu karar o vakitler eleştirilse de doğal kaynaklar açısından zengin Alaska’nın değeri paha biçilmez olmuştur. Amerika 1900’lara kadar batıya göçle büyümüş ve bugünkü sınırlarına çok yaklaşmıştır. Ancak bu gelişme aynı zamanda Amerikan yerlisi kabilelerle savaş ve kıyımla beraber yürümüştür. 1836’da Cherokee yerlileri ana yurtlarından Oklahoma’ya göçe zorlanmış ve bu uzun yürüyüş esnasında binlercesi hayatını kaybetmiştir. Sonunda yerliler bir takım rezervasyon alanları ile sınırlı bir yaşam sürmeye mahkum edilmiştir. 

19. ve 20. yy. Amerika’nın sanayileşme sürecinin yaşandığı; demiryolu, çelik ve petrol gibi doğal kaynakların üretim, yapım ve işletilmesinde önemli adımlar atıldığı dönemleri teşkil eder. Tesla gibi dev mucitler, Henry Ford gibi girişimciler bu döneme damga vurur.

20. yy. bütün Dünya için olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri için de zorluk ve acılarla yüklü bir yüzyıl oldu. 1914 - 1918 Birinci Dünya Savaşı, 1929’da yaşanan ekonomik çöküş - Büyük Bunalım, Japonların Pearl Harbour baskını ile başlayan, Japonya’ya ABD’nin attığı atom bombaları ile sona eren 1939-1945 İkinci Dünya Savaşı ve ardından Sovyetler Birliği’ne karşı Amerika Birleşik Devletleri’nin iki kutuptan birinin başını çektiği soğuk savaş süreci, 1950-1953 Kore Savaşı, 1954-1975 Vietnam Savaşı, 20. yy’ın zorlu dönemleridir.

1963 yılında, Martin Luther King, Lincoln Anıtı önünde, ünlü “Bir hayalim var!” konuşmasını yapar. Aynı yıl yurttaşlık hakları hareketine desteğini açıklamış olan Başkan John Kennedy bir suikaste kurban gider. 1968’de King de bir suikast sonucu yaşama veda edecektir.

1969’da Amerika Birleşik Devletleri aya bir uzay aracı indirme başarısını gösterir. 1991’de Irak’ın Kuwait’i işgal etmesinin ardından başlayan Körfez Savaşı, televizyonlardan naklen izlenen bir savaş olur.

2001 yılı Amerika Birleşik Devletleri’nde şok edici bir terör eylemi yaşanır. New York Dünya Ticaret Merkezi ve Washington Pentagon kaçırılmış yolcu uçaklarının kullanıldığı ve binlerce insanın hayatını kaybettiği 11 Eylül terör saldırılarının hedefi olur.
2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk Afrika kökenli başkanı Barack Obama başkanlık koltuğunun sahibi olur.

2016’da Amerikan tarihinin en zengin ve en tartışmalı başkanlarından biri olan Donald Trump Başkan seçilir.
 

Kaynak : Shutterstock Mark Twain - 1907
Kaynak : Shutterstock Ernest Hemingway'in Evi ve Daktilosu
Kaynak : Shutterstock Ünlü Hollywood Tabelası
Kaynak : Shutterstock Altın Oscar Heykelciği
Fotoğrafı Çeken : Lewis Hine Kaynak : Shutterstock 1930 Empire State Binasının Yapımı

Kültür/Sanat/Mimari

Amerikan toplumu, Amerikan yerlileri dışarda tutulmak kaydıyla, çok farklı kültürel orijinlere sahip büyük bir göçmen toplumu olmasına; devasa boyutlarda ülke topraklarında ortak kültürel kodlar geliştirmenin pratik zorluklarına rağmen, özellikle sinema gibi görsel sanat alanları vasıtasıyla Dünya üzerinde dahi kültürel alanda baskın bir figür olmayı başarmıştır.

Amerika toplumunun ürettiği pek çok kültürel ürün kolayca alıcı bulmasına rağmen bu kültürün seçkin örneklerini yakından tanıyanların sayısı aynı oranda yüksek değildir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri sanatın hemen her alanında önemli eserlere imza atmış büyük sanatçılar yetiştirmiştir. Aynı zamanda sanatın pek çok farklı alanında, dünyanın pek çok yerinden sürgün yaşamı süren büyük sanatçının göç ettiği ve zaman zaman vatandaşlığına geçtiği bir ülke olur. Rus müzisyen Igor Stravinsky, Yazar Thoman Mann gibi isimler Amerika Birleşik Devletleri’nde hayatlarının bir bölümünü geçirmek durumunda kalır. Bu isimlerin varlığı dahi Amerikan kültür dünyasının zenginleşmesine önemli katkılar yapmış olmalıdır.

Amerikan edebiyatının muhtemelen en çok tanınan figürü Tom Sawyer’ın Maceraları adlı eseri pek çok kütüphanede yerini almış olan Mark Twain’dir. Aynı zamanda bir gazeteci ve iyi bir konuşmacı olan Mark Twain ünlü çocuk kitaplarının yanı sıra satirik bir üslupla yazdığı seyahat yazılarıyla da ünlüdür. Twain’in yanı sıra Amerikan Edebiyatı, sayısız seçkin yazar ve şaire sahiptir.

Amerikan bağımsızlığında bir siyasetçi ve diplomat olarak önemli bir rol oynayan Benjamin Franklin ile başlamak üzere Edgar Allen Poe, Emily Dickinson, Walt Whitman gibi şair ve yazarlar, ünlü Moby Dick yazarı Herman Melville; Gazap Üzümleri, Fareler ve İnsanlar gibi eserleriyle büyük bir üne sahip olan John Steinback, Mohikanların Sonu eserinin sahibi James Fenimore Cooper, bir solukta okunan eserleriyle Jack London, hepsi aynı dönemde büyük eserlere imza atan Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald, William Faulkner; Bülbülü Öldürmek adlı eseriyle dünya çapında tanınan Harper Lee, Gönülçelen kitabıyla edebiyata önemli bir soluk getiren Salinger, Arthur Miller, Jack Kerouac, popüler yazar Stephen King, Ezra Pound, Tom Amcanın Kulübesi ile gönülleri titreten Harriet Beecher Stowe, Booker T. Washington ilk akla gelen isimlerden bir demettir. Onbir Birleşik Devletler yazar ve şairi Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olma başarısını göstermiştir.

Görsel Sanatlar alanında, İkinci Dünya Savaşı sonrasında New Yorklu sanatçılarca liderliği sürdürülen ve New York ekolü olarak adlandırılan sanatsal hareket bütün dünyayı geniş şekilde etkilemiştir. Soyut Ekspresyonizm olarak adlandırılan akımın ünlü Amerikalı isimlerinden bazıları Jackson Pollock, Mark Rothko ve Willem de Kooning, Clyfford Still, Barnett Newman olarak sıralanabilir. Amerikalı sanatçıların önemli rol oynadığı görsel sanat akımı Pop Art’ın en önemli isimlerinden biri Andy Warhol’dur. “Herkes bir gün on beş dakika şöhret olacak” sözü dahi onun çağının ötesinde bir sanatçı olduğunun göstergesi gibidir.

Sinema ve Tiatro Amerika’da en sevilen sanat dalları arasında önemli bir yere sahiptir. Tiyatro’nun merkezi ve sembolü New York Broadway, sinemanın sembolü ise Kaliforniya Eyaleti, Los Angeles Kenti’nde bulunan Hollywood’dur. Milyonlarca dolar hasılat elde edilen Broadway şovlarının yanı sıra çok büyük ve zengin film endüstrisinin ürettiği popüler filmler, sadece Amerika’da değil tüm dünyada milyonlarca izleyiciye ulaşır. Akademi Ödülleri veya Oscar Ödülleri Töreni yine Dünya çapında yıldızların katıldığı ve hemen her ülkede izleyici bulan sinema ödülleridir. Sinema ve televizyon alanlarında dağıtılan Altın Küre Ödülleri de Oscar ödülleri gibi büyük ilgi görür. En önemli Amerikalı yönetmenlerden bazıları Buster Keaton, John Ford, John Houston, Alfred Hitchcock, Stanley Kubrick, Orson Welles, Francis Ford Coppola, Steven Spielberg, George Lucas, James Cameron, Martin Scorsese, Quentin Tarantino, Elia Kazan, Peter Jackson olarak sayılabilir. Hemen herkesin tanıdığı büyük Amerikan film yıldızları ise son derece uzun bir liste oluşturur.

Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en büyük müzik piyasalarından birini oluştururken, müzik dünyasının ünlü isimleri Dünya çapında şöhrete de kavuşur. Özellikle Afrika kökenli Amerikalıların yarattığı jaz müzik, Amerika kökenli müzik formlarının başında gelir. Blues, Country, Rhythm and Blues, Rock ve Metal, Hip Hop, Techno, Salsa yine Amerika kökenli müzik türlerinden bazılarıdır. Amerikan müzik dünyasının bütün dünya tarafından tanınıp sevilen sayısız müzisyeni vardır. Müzik dünyasının çok büyük üne kavuşmuş isimleri arasında Louis Armstrong, Elvis Presley, Frank Sinatra, Madonna, Michael Jackson, Bob Dylan, Katy Perry, Taylor Swift, Beyonce gibi sanatçılar sayılabilir.

Amerikan mimari dünyasının en büyük isimlerinden bazıları Louis Sullivan, Frank Gehry, Frank Llyod Wright, Philip Johnson, William Van Alen, William Lamb, I. M. Pei olarak sayılabilir. Koloniyal mimari döneminin ardından, bağımsızlık sonrası, Amerika Birleşik Devletleri başkanlarından Thomas Jefferson’un tasarımını yaptığı, kendi plantasyonu Virginia Monticello’da yer alan evi UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olmuştur. Amerika’nın mimariye getirdiği en büyük yenilik gökdelen mimarisi olur. 1930’larda Art Deco akımının etkisiyle New York Chrysler Binası, Woolworth Binası, Empire State Binası gibi gökdelenler Amerikan semalarında yükselir.
 

Kaynak : Shutterstock Amerikan Futbolu Topu Kaynak : Shutterstock Bitiş Çizgisini Kucaklayan Amerikan Atlet
Spor
Dünyanın hemen her yerinde futbol en gözde ve kazançlı spor olup milyonlarca fanatik izleyiciye sahipken Amerika Birleşik Devletleri’nde aynı oranda popüler değildir ama Amerika’da fanatiği bol ve hayatın içinde sosyal ve toplumsal olarak etkili dört önemli lig vardır. Bu ligler, Amerikan futbolu, beyzbol, basketbol ve buz hokeyinden oluşur.

ABD, dördü yaz, diğer dördü kış olimpiyat oyunları olmak üzere sekiz kez olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmıştır. 2018 Yaz Olimpiyat Oyunları’nın düzenleneceği yer yine ABD’nin Los Angeles kenti olarak karara bağlanmıştır. Yaz olimpiyat oyunlarında 1896’dan bu yana en fazla madalya kazanmış ülkedir ki bu madalyaların yarıya yakını altın madalyadır. Kış oyunlarında madalya sayısı olarak ikinci sırada bulunmaktadır.

Binlerce madalyaya sahip Amerika Birleşik Devletleri’nde sporun efsanevi isimlerinden bazıları şunlardır:

Çok yönlü bir atlet olarak sporun farklı dallarında çeşitli başarılara imza atmış, büyük bir sportif yetenek olan; aynı zamanda kızılderili kanı da taşıyan Jim Thorpe, 1936 Berlin Olimpiyatlarında Hitler’in ari ırk söylemlerini yerle bir eden büyük atlet Jesse Owens, uzun atlamadaki rekoru 23 yıl kırılamayan Bob Beamon, Michael Phelps sahneye çıkana dek yüzmenin efsane ismi Mark Spitz, üç kez Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu olan Muhammed Ali Clay, dekatlonun büyük ismi Bruce Jenner, dünyanın en başarılı kadın atlerinden Florence Griffith Joyner ve Jackie Joyner-Kersee, 20. yy’ın en büyük atleti olarak görülen Carl Lewis, tenis dünyasının olağanüstü kızkardeşleri Venus ve Serena Williams, Çek asıllı tenis efsanesi Martina Navratilova, golfte Tiger Woods, basketbolda Michael Jordan ...

Kaynak : Shutterstock Paralel Çizgilerle Bölünmüş Saha Kaynak : Shutterstock Defans Top Taşıyıcıyı Yere İndirmek Üzere
Amerikan Futbolu
Gridiron Futbolu olarak da bilinen Amerikan Futbolu tartışmasız ülkede en sevilen spor olayıdır. Amerikan Ulusal Futbol Ligi, NFL’nin şampiyonluk maçı Super Bowl olarak adlandırılır ve ülkede en fazla seyredilen, aynı zamanda en yüksek gelir getiren spor olayıdır. Oval bir topla ve 11’er kişilik takımlarla oynanan oyun sırasında takımlar hücum ve savunma olarak yaklaşık 110 metrelik dikdörtgen oyun alanının ortasında hizalanır. Hücum eden takımın rakip kaleye doğru ilerlemek için dört hakkı bulunur. Bu dört hakkını kullanarak 10 yard (yaklaşık 9 metre) ilerlemeyi başarırsa yeni bir dört hak kazanır. Aksi halde top rakibe geçer.

Topu elinde bulunduran takımın amacı topun pasla veya bir oyuncunun koşmasıyla rakip takımın sahasının sonunda bulunan gol çizgisini geçerek sayı kaydetmesidir. Bu şekilde altı sayı kaydedilir ve buna touchdown denir. Aynı zamanda çatal şeklinde bir kale direği de vardır. Şayet oyuncu touchtown yapmak için dördüncü hakkını kullanacaksa ve kale direğine yakınsa touchdown yerine topu ayakla kale direklerinin arasından geçirmeyi tercih edebilir. Bu durumda takımı üç puan kazanır. Bir touchdown sonrası hücum takımı topu kale direkleri arasından geçirerek ekstra 1 puan veya rakip takımın son çizgisini tekrar geçerek iki ekstra puan alma şansına sahiptir. 15 dakikalık dört devre sonunda hangi takım daha fazla puana sahipse o takım maçı kazanır.

Oldukça tehlikeli bir spor olan Amerikan futbolu kask, omuzluk, eldiven, dizlik, dişlik gibi özel güvenlik ekipmanları giyilerek oynanır.

Şampiyonluk maçı Super Bowl Amerika’da, konserler, gösterilerle adeta bir ulusal bayram havasında yaşanır.  
 

Kaynak : Shutterstock Basketbol Topu Potada
Basketbol
Amerika kökenli bir spor olan basketbol, Amerikan spor yaşamının da en sevilen ve en fazla ilgi gören spor dallarından biridir. Amerika Ulusal Baskebol Ligi - NBA – tüm dünyada yakından takip edilir. Ligde 29 ABD takımının yanı sıra bir tane de Kanada takımı, Toronto Raptors mücadele eder. Lig takımları Batı ve Doğu Konferansları olarak ikiye ayrılır. Amerika’nın basketbol efsanesi oyuncularından bazıları, Julius Erving, Kareem Abdul-Jabbar, Shaquille O’Neal, Magic Johnson, Kobe Bryant, Kevin Durant, LeBron James, Wilt Chamberlain, Michael Jordan olarak sıralanabilir.
 

Kaynak : Shutterstock Havadan bir Beyzbol Sahası Kaynak : Shutterstock Beyzbol Oyuncusu (Vurucu - Batter)
Beyzbol
Beyzbol, Amerikalıların ulusal sporu kabul edilir. Amerikan Beyzbol Ligi – Major League Baseball – kısaca MLB milyonlar tarafından takip edilir. Dokuzar kişiden oluşan iki takımla ve beyzbol için tasarlanmış çeyrek daireye benzer özel bir sahada oynanır. Atıcı ve vurucunun yer aldığı, baklava dilimi şeklinde dörtgen bir alan mevcuttur. Bu alanın bir köşesinde elinde beyzbol sopasıyla vurucu bulunur. Diğer üç köşe birer kale teşkil eder. Kaleler arasında yapılan her bir koşu takıma puan kazandırır. Dörtgen alanın dışındaki toprak alanda ve toprak alanın ardındaki çim alanda savunma oyuncuları hizalanır.

Vurucu, falsolu şekillerde atılan topa üç kez vuramazsa oyun dışı kalır. Şayet vurursa bu durumda, savunma takımı topu kalelerdeki elemanlarına ulaştırmadan önce, koşarak kalelere ulaşmaya çalışır. Ulaşırsa o kaleye yerleşir. Dört kaleyi de koşmayı başarırsa, bu durumda takımına sayı kazandırır. Kalelere daha önce yerleşmiş takım arkadaşları da bu koşuya katılabilir. Böylece o kadar oyuncu için takıma 1 puan yazılır. Kaleye ulaşmadan önce rakip takımın oyuncusu bir ayağı kalede olacak şekilde topu yakalarsa oyun dışı kalır.

Babe Ruth, Hank Aaron, Joe DiMaggio, Willie Mays, Ted Williams, Ty Cobb en ünlü beyzbol yıldızlarından birkaçıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Buz Üzerinde Amerikan Hokey Oyuncusu
Buz Hokeyi
Amerika’da en popüler sporlardan biri de buz hokeyidir. Kuzey Amerika Buz Hokeyi Ligi – National Hockey League – kısa adıyla NHL, dünyadaki en güçlü hokey ligi kabul etmektedir ve 24’ü Amerika Birleşik Devletleri takımı, 7’si Kanada takımı olmak üzere 31 takımdan oluşmaktadır. Kuruluşu 1917 gibi eski bir tarihe uzanan lig, başlangıçta tamamen Kanada takımlarından oluşmuştur. Bu nedenle isminde milli ibaresi bulunur. Ancak bugün karma bir lig haline gelmiştir. Lig Avrupa ve Avustralya’da da yakından takip edilir. Chris Chelios, Mike Modano, Brian Leetch, Keith Tkachuk, Neal Broten en başarılı Amerikalı Buz Hokeyi oyuncularından bazılarıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Hamburger Kaynak : Shutterstock Hot Dog
Mutfak
Göçmenlerin kurduğu ve halen en fazla insanın göçmen olma hayali kurduğu bir ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nde pek çok farklı toplumun nefis yemeklerini bulmak ve tatmak mümkün. Amerika’nın kendine has lezzetleri de var.

Bu ülke, fast food kültürü en gelişmiş ülkelerden biri. Amerika deyince akla gelen lezzetlerin başında Hamburger ve Hot Dog (Sosis) gelmesi bunun önemli göstergelerinden. Amerikan fast food zincirlerinin dünyanın en ücra köşesine dek uzanması da bu kültürün yayılmasında ne denli başarılı olduklarını gösteriyor. Lezzetli oldukları inkar edilemeyen fast food menülerinin sağlıklı beslenmeyle bağdaşmadığı bilinen bir gerçek. Amerika’da sağlıklı beslenme ve obezite sorunu gündemde kalmaya devam ediyor.

Amerika’da yemeklerin  oldukça büyük posiyonlarla servis edildiğini de akılda tutmakta yarar var.

Amerika’ya özgü kabul edilen lezzetlerden bazıları :
 

Benye (Beignet)
Fransız kökenli bu hamur tatlısı, yağda kızartılmış mayalı hamur parçalarının pudra şekerine bandırılmasıyla yapılıyor. Benye  özellikle New Orleans’ın meşhur tatlısı olarak biliniyor.
 

Boston Usulü Fırınlanmış Fasulye
Domuz pastırması ve pekmezle beraber güveçte fırınlanmış kuru fasülye yemeğidir. Vejeteryan tipte pişirilmiş olanını bulmak da mümkündür.
 

Şükran Günü’ne Özel Kızartılmış Hindi
Şükran Günü Amerikalıların  ulusal bayram ve tatil günlerinden biridir. Her yıl kasım ayının son perşembesi kutlanır. Birbirinden farklı tariflerle pişirilse de nar gibi kızarmış Şükran Günü hindisi, kalabalık aile sofralarının en değerli ikramını oluşturur.
 

Balkabağı Turtası (Pumpkin Pie)
Özellikle Şükran Günü’nde kızarmış hindili yemek menüsünde tatlı olarak balkabağı turtası tercih edilir. Şeker dozu yüksek bu nefis turta tarçın, zencefil, hindistancevizi veya karanfil yağı ile tatlandırılmış olabilir. Fırınlanan turta hamuru, balkabaklı ve baharatlı püre ile doldurulur. 
 

Philly Peynirli Biftek (Philly Cheese Steak)
Philadelphia’ya özgü, fast food görünümünde ve son derece lezzetli bir spesiyalite. Izgara edilirken küçük parçalara ayrılan biftek, soğan ve biberle tatlandırılarak; Amoroso ekmeği içinde ve üzerinde erimiş peynir sosuyla veya eritilmiş Provolone peyniri ile servis edilir. Philadelphia’ya gelip de tatmamak önemli bir kayıp addedilir.
 

Jambalaya
Özellikle Louisina’ya özgü bir yemek olarak bilinir. İspanyol Paella’sı ve Fransız Jambalaia’sından etkilenerek ortaya çıktığı anlaşılan bu yemek pirinç, sosis, jambon, deniz ürünleri ve mevsim sebzeleri karıştırılarak yapılır.
 

Donut (Doughnut)
Simit şekli verilmiş veya yuvarlak hamur parçaları şeklinde kızartılmış bir hamur tatlısıdır. İçine krema, meyve reçeli, tatlı soslar eklenmiş veya üstü pudra şekeri, renkli şeker, çikolata, şurup gibi tatlı malzemeyle kaplanmış şekilde sunulabilir. Amerika’da yaygın olarak tüketilir ve sevilir.
 

Elmalı Turta
Dünyanın pek çok yerinde benzerleri yapılsa da elmalı turtanın Amerikan yaşamında ayrı bir yeri vardır. Amerikan deyişlerine de yerleşen elmalı turta bir çeşit ulusal simge olarak görülür. Tarçın, limon suyu veya hindistancevizi ile tatlandırılmış elma püresi, tabak şeklindeki hamur üzerine yayılır. Elma püresinin üzeri kafes şeklinde veya düz - delinmiş hamurla kapatılır.
 

Tater Tots
Haşlanıp püre yapılmış patatesler, tuz, biber, sarımsak, nişasta ile karıştırılır ve oluşan karışım başparmak büyüklüğünde, silindirik şekilde, kızartılarak yapılır. Amerika’da farklı yörelerde farklı isimler ve tariflerle karşınıza çıkması muhtemeldir.
 

Buffalo Tavuk Kanatları
İlk olarak Buffalo New York’ta yapıldığı için bu adı alan, nefis kızarmış tavuk kanatlarıdır. Üzeri tereyağlı acılı bir sosla kaplı olarak servis edilir

Reuben Sandviç
Salamura sığır eti, İsviçre peyniri ve Alman lahana turşusu (Sauerkraut) ile yapılan bu sandviç, yaratıcısının adıyla anılıyor. Yaratıcısının kim olduğu, Nebraska mı New York’tan mı olduğu tartışmalı ama bu nefis sandviçi yaratan kişinin Reuben adında olduğuna herkes hem fikir.
 

Kaynak : Shutterstock Uzayda Amerikan Astronotu
Kaynak : Shutterstock Uzay Mekiği Atlantis Kennedy Uzay İstasyonu'ndan Havalanıyor
Kaynak : Shutterstock Uluslararası Uzay İstasyonu
Kaynak : Shutterstock 1960'larda Apollo Projesinin Kontrol Ekipmanı
Kaynak : Shutterstock Cape Canaveral Florida'da Bir Roket

NASA ve Uzay Çalışmaları

Keşfetme tutkusu Avrupalıları Amerika Kıtası’na ulaştırdı ve aynı tutku, bugün bütün dünyada ama özellikle Amerika’da yüksek bilimsel donanımlı araçlarla Dünya dışına dönmüş ve Uzay keşfine yönelmiş durumda. Amerika, uzayı keşif yarışında bayrak taşıyanların önünde geliyor. Ay’a ilk insanın ayak basması, Mars’a uzay aracı indirilmesi gibi başarıları Amerika’yı bu yarışta üst sıralara taşıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde uzay çalışmalarından sorumlu kurumun adı Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, kısa adıyla NASA’dır. NASA yalnızca havacılık teknolojisi geliştirmeleri ve uzay programları ile uğraşmaz; aynı zamanda temel bilimsel araştırmalar için de bir laboratuvar işlevi görür. Uzayda tıbbi ve biyolojik araştırmalar bu tip çalışmalara örnek olarak gösterilebilir.
 
NASA Kronoloji
 
NASA tarihinin önemli olaylarından bir bölüm aşağıda kronolojik olarak sıralanmıştır :
 
1958 NASA’nın faaliyete başlaması
1961 Sovyetlerin uzaya ilk astronotu - Yuri Gagarin – göndermesi; ABD ile Sovyetler Birliği arasında giderek tırmanan yarışta dönüm noktası.
1962 NASA’nın Dünya yörüngesine ilk astronotunu, John Glenn’i göndermesi
1967 Apollo projesi kapsamında yaşanan trajedi ve üç Amerikan Astronotunun testler sırasında uzay aracı içinde çıkan yangında can vermesi
1968 ABD’nin Apollo 7 ile üç astronotunu uzaya göndererek Dünya yörüngesinde 10 gün geçirmelerini sağlaması
1969 20 Temmuz günü Dünya büyük bir başarıya şahit olur ve Amerika, Apollo 11 uzay aracını aya indirmeyi başarır. Buzz Aldrin, Michael Collins ve Neil Armstong’dan oluşan mürettebattan Neil Amstrong aya ilk ayak basan astronot olur.
1973 Uzay çalışmaları amacıyla altı yıldan fazla hizmet verecek Skylab Uzay İstasyonunun hizmete girmesi
1986 Uzay Mekiği Challenger’ın fırlatmadan 73 saniye sonra parçalara ayrılması, yedi astronotun hayatını kaybetmesi
1990 Hubble Uzay teleskobunun uzaya gönderilmesi
1997 Patfinder Uzay Robotu’nun Mars’a inmesi
1998 Uluslararası Uzay İstasyonu’nun oluşturulmaya başlanması
2003 Columbia Uzay Mekiği’nin 2003’de atmosfere girerken parçalanması ve yedi astronotun hayatını kaybetmesi
2012 Uzay’a turistik uçuşların gündeme gelmesi
 
İki kutuplu dünyada, Sovyet Rusya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında başlayan uzay yarışı, bugün, zaman içinde daha fazla ortak  çalışma ve Uluslararası Uzay İstasyonu gibi çabalarla daha doğru bir noktaya evrilmiş gibi görünüyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bugün Amerikalı, Rus, Japon, Avrupalı ve Kanadalı bilim adamları uzay çalışmalarını sürdürme imkanına sahiptir.
 
NASA’yı Ziyaret
 
NASA ziyaretçi merkezleri aşağıda sıralanmıştır. Bu merkezlerde Uzay Merkezi turlarına katılmak, Uzay ve havacılık tarihi hakkında ve genel olarak bilgilenmek, Uzay araştırmalarında kullanılan bazı araçları yakından tanımak, alış veriş yapmak, yemek yemek gibi olanaklar mevcuttur.
 
Kennedy Uzay Merkezi – Florida
Great Lakes Uzay Merkezi – Ohio
Virginia Havacılık ve Uzay Merkezi – Virginia
Ames Araştırma Merkezi – Kaliforniya
Goddard Ziyaretçi Merkezi – Maryland
INFINITY Bilim Merkezi – Mississippi
Jet Ateşleme Laboratuvarı – Kaliforniya
Armstrong Uçuş Araştırma Merkezi – Kaliforniya
Wallops Uçuş Tesisi – Virginia
Intrepid Deniz, Hava ve Uzay Müzesi / Uzay Mekiği Kuruluşu – New York
Smithsonian Udvar-Hazy Merkezi / Uzay Mekiği Keşfi – Virginia
Kaliforniya Bilim Merkezi / Uzay Mekiği Endeavor – Kaliforniya
 
Daha fazla bilgi için : http://www.visitnasa.com/
 

Eğlence
Amerika Birleşik Devletleri, geniş toprakları üzerinde sınırsız eğlence olanaklarına sahip bir ülkedir. Dünyanın eğlence ve şov merkezi olan Amerika’da tiyatronun merkezi Broadway, film endüstrisinin kalbi Hollywood, şans oyunları ile anılan Las Vegas gibi büyük eğlence merkezleri; Disneyland, Kaliforniya Legoland, San Diego SeaWorld gibi tema parkları; sayısız müzik sanat ve yemek festivali ile eğlenceden uzak kalmak pek mümkün görünmüyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde yılın bazı özel gün ve eğlenceleri de aşağıda sıralanmıştır:

Philadelphia Mummers Parade
Philadelphia’nın 118 yıllık geleneği olan bu festival, Ocak ayında Yeni Yıl kutlamaları için düzenleniyor. Festival için hazırlıklar aylar öncesinden başlıyor. Müzik, dans, komedi, kostümlerle yılın en renkli zaman ve yerlerinden biri... Canlı müzik yapan orkestraların profesyonel kişilerden oluşmasına izin verilmiyor.
 

New Orleans Mardi Gras
Louisina’da ama özellikle en renkli geçit törenlerinin yer aldığı New Orleans’da şubat sonu, mart başında yapılır. Krewe adı verilen sosyal örgütlenmelerin organize ettiği geçit törenleri, maskeli balolar ile rengarenk bir zamandır Mardi Gras. New Orleanslıların dediği gibi: dünyanın en büyük bedava şovu!
 

Bonnaroo Müzik ve Sanat Festivali
Her yıl Haziran ortasında, Tennessee Manchaster’da bir çiftlikte düzenlenen festival büyük kalabalıkları kendine çeker. Festival izleyicileri genellikle kamp yaparlar ama yakınlarda Nashville şehrinde otelda kalıp shuttle ile festival alanına ulaşmak da mümkündür. Eğlence, partiler, sanat aktiviteleri, yoga seansları, geçit törenleri ... İşte unutulmaz birkaç gün...
 

Şikago Blues Festivali
Dünyanın en büyük bedava Blues festivali Haziran ayında Şikago’da düzenleniyor. Dünyanın Blues başkenti olarak anılan Şikago, üç günlük festivalde bu müzik türünün hayranları için benzersiz bir yer haline geliyor.
 

4 Temmuz Bağımsızlık Günü
Amerika’nın Ulusal Bağımsızlık Günü, özellikle New York, Washington, Boston gibi büyük şehirlerde seyrine doyum olmaz havai fişek gösterileri eşliğinde kutlanır.
 

Şikago Air & Water Show (Hava ve Su Şovu)
Her yıl Ağustos ayında gerçekleştirilen iki günlük bir etkinliktir. Michigan Gölü kıyısında, North Avenue Plajı boyunca askeri ve sivil uçakların gösrerileri, paraşüt gösterileri ve tekne şovları izlenmeye değer bir manzara sunar.
 

Coachella Müzik ve Sanat Festivali
 
Coachella yalnız Amerika’nın değil dünyanın da en büyük müzik ve sanat festivallerinden biridir. Festival, Kaliforniya Indio’da, 1999’dan bu yana ve her yıl Nisan ayında birbirini takip eden iki hafta sonunda üçer günlük olarak gerçekleştirilmektedir. Yüzbinlerce katılımcısı olan festivalde, rock, pop, hip hop, indie, dans müziği gibi farklı müzik türlerinde sahne performansları izlemek mümkündür.