0850 303 9 777|Şubelerimiz

Gazimağusa Hakkında


Bir kültür şehri, bir tarih şehri, bir liman kenti, bir üniversite kenti, özel bir kent Gazimağusa. Nice uygarlığın iz bıraktığı, Akdeniz güneşinin üzerinde parıldadığı bir kent... Haçlı seferleri ile gelip vaktiyle burada bir krallık kuran Batılılar için Famagusta, Rumlar için Ammohostos, Türkler için Mağusa...

Mağusa’da bulunan bugünkü Salamis Antik Kenti, Bronz Çağ sonlarında kurulan Kıbrıs’ın ve dünyanın en eski kent merkezlerinden biri. Mağusa adını Salamis’in kuruluşuna değil ama M.S. 647’de Araplar tarafından yakılıp yıkılmasına borçlu. Salamis’ten göç eden halk, yeni yerleşim yerlerine “kumda saklı” anlamına gelen Ammohostos adını verir. Arapların onları bulamaması umuduyla verilmiştir bu isim. Ortaçağ’da adaya Frenklerin gelmesiyle Ammohostos, Latin dilindeki versiyonu olan Famagusta’ya ve daha sonra Türk hakimiyetinde bugünkü Mağusa’ya dönüşür. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ardından Gazimağusa olur, kentin adı...

Tarihi şehri çevreleyen Venedik surları, sur içinde kenti fetheden Osmanlı Generali Lala Mustafa Paşa’nın adıyla anılan camii, şehrin silüetini oluşturuyor. Bir minare eklenerek camiye dönüştürülen yapı, Aya Nikola adıyla 14.yy başlarında inşa edilmiş bir gotik katedral. Şehrin tarihinde önemli bir yeri olan Lüzinyan Kralları Kudüs Haçlı Devleti Kralı olarak bu katedralde taçlandırılmış.

Biri Türk, biri İngiliz iki büyük edebiyatçı kentte önemli bir iz bırakmış. Biri bir müddet bu kente sürgün edilen Vatan Şairi Namık Kemal... Büyük İngiliz şair William Sheakspeare, adaya bizzat gelerek iz bırakmamış ama ölümsüz eseri Othello’nun bir bölümü Kıbrıs’ta geçtiği ve Othello karakterinin Kıbrıs’ta görev yapmış Christoforo Moro’dan esinlenildiği düşünülerek şehrin iç kalesi Othello Kalesi olarak anılır olmuş.

İlk hristiyanlardan, Salamis’te doğduğuna inanılan Aziz Barnabas adına yapılmış katedral Hristiyan ziyaretçiler için büyük önem taşır. Rivayete göre Barnabas, Aziz Pavlus ile birlikte adaya gelerek Romalı General Paphos’un hristiyanlığı kabulünü sağlar ve adaya bir sonraki gelişinde hristiyanlığı yaymaya çalıştığı için taşlanarak öldürülür. Manastırın, ölümünden 432 yıl sonra, gömüldüğü yerin bulunmasıyla aynı yere inşa edildiği söylenmektedir.

Bu kısa liste dahi kentin ne zengin bir tarihi geçmişe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Doğrusu, Gazimağusa daha pek çok tarihi, kültürel, doğal zenginliği bünyesinde barındırıyor.