0850 303 9 777|Şubelerimiz
İngiltere
İngiltere

İngiltere... Büyük Britanya... Birleşik Krallık ...
Bir ada, deniz, denizcilik ülkesi ve bu niteliği sayesinde dünya üzerinde devasa karasal sınırlara, üzerinde güneş batmayan imparatorluk ünvanına ulaşmış olan ülke...
Parlementer demokrasinin ve sanayi devriminin beşiği...
Yüzlerce yıllık geleneklerin, modern yaşamın tüm gerekleri ile harmanlandığı, uyum içinde varolduğu; 72 milletten insanın bir arada yaşayabildiği kozmopolit hayat...
Aslan Yürekli Rişar, Shakespeare, Kraliçe Victoria ve Beatles gibi tarih boyunca dünyayı etkilemiş gerçek kişiliklerin ve Sherlock Holmes, James Bond, Harry Potter gibi dünyayı etkilemiş hayali kahramanların anavatanı...
Tarihi derinden yaşamak isteyenler, sporun her çeşidine ilgi duyanlar, sanat kültür peşinde koşanlar, alışveriş meraklıları, eğitime gönül vermişler, doğaseverler, eğlence arayanların, velhasıl hemen herkesin gönlünde taht kuracak zenginlikte bir ülke, İngiltere...
 
Kaynak : Shutterstock

Londra

Roma’dan bu yana ayakta kalmış 2000 yıllık tarihi bir kentte, modern yaşamın zirvesini görmek mümkün olabilir mi? Evet olabilir, eğer bahsettiğimiz yer Londra ise ...

Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir, Londra. Aynı zamanda en fazla ziyaret edilen, edilmesi planlanan şehirlerden... İngiltere’nin başkenti, milyonluk bir metropol, pek çok farklı kültürün bir arada yaşadığı kozmopolit kent, kültür sanat ekonomide bir dünya merkezi ...

Seyahat planınıza kendinizi Londra’da hayal ederek başlayın. Belki yağmurlu bir günde bu büyüleyici şehirdesiniz. Biliyorsunuz, bugün gezecek çok yeriniz, yapacak çok şeyiniz var, günün heyecanı sarıyor içinizi. Yanınızdan iki katlı bir kırmızı otobüs geçiyor, adeta “Londra’dasın” diyor, gülümsetiyor sizi... Yorulmaya hazır olun. Tarihi Trafalgar Meydanı, ilk durağınız. Nelson sütunu üzerinden Amiral Nelson, hala zaferini anlatıyor tüm dünyaya. St. James Parkı ve Sarayı, parlamenter demokrasinin simgesi Big Ben ve Parlamanto Binası Westminister Şatosu, Westminister Katedrali, Kraliçe’nin yaşadığı Buckingham Sarayı, Downing Street 10 Numara, Kensington Bahçeleri, Kensington Sarayı – Kate ve William orada mı acaba? – Hyde Park mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

Thames’i doğuya, aktığı yöne doğru takip ederseniz, bir süre sonra Tower Bridge çıkacak karşınıza. Görür görmez tanıyacaksınız, Londra’nın simgelerinden, defalarca resmini görmüşsünüz. Köprünün bir ucunda Tower of London var. Dünyanın en eski ve en gizemli kale-şatolarından biri.

Daha St. Paul Katedralini görmediniz. Zengin koleksiyonuyla British Museum’u veya Tate Modern’i, kitapseverseniz Britanya Kütüphanesini, bütün şehri ayaklarınızın altına seren London Eye’a gitmediniz. Akşam eğlence için SoHo’ya gitmeli, alışveriş için Mayfair’e uğramalı. Sembolik Sıfır meridyenini görmek için Greenwich’e gitmek şart. Belki trene atlayıp Windsor Sarayı’na...

Hepsini bir günde yapmak mümkün değil mi? O halde şimdi, hayalinizi gerçeğe dönüştürecek bir plan yapmanın zamanı!
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Edinburgh

Edinburgh, İskoçya’nın yüzlerce yıllık başkenti, Birleşik Krallık içinde en fazla ziyaret edilen şehirlerden biri, bir masal kent...

Kent her köşesi ile size hikayesini anlatır. Yemyeşil bahçeler, sivri kuleleri göğü delen görkemli binalar, taş döşeli romantik sokaklar, her biri bir kitabın resimli sayfaları gibi görünür. İşte bu masalsı niteliğinden midir bilinmez; bu kent pek çok edebiyatçıya ya yuva, ya ilham kaynağı olmuştur. Sherlock Holmes’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle, Doktor Jeykll ve Mister Hyde’ın yaratıcısı Robert Louise Stevenson, Harry Potter’a hayat veren JK Rowling, Peter Pan’in yazarı JM Barrie, bu şehre yolu düşmüş ve bize unutulmaz hikayeler anlatmış isimlerden birkaçıdır. 2004’te UNESCO tarafından ilk Edebiyat Şehri olduysa Edinburgh, sonuna kadar bu ünvanı hakederek olmuştur.

Bu kent sadece edebiyatın değil, eğitimin, sanatın ve bilimin, felsefenin alabildiğine geliştiği; bu niteliği ile “Kuzeyin Atinası” olarak anılan kenttir.

Görkemli görünüşü ve manzarası ile Edinburgh Kalesi, Calton Tepesi, Edinburgh Kraliyet Sarayı Holyroodhouse, Prens Caddesi Bahçeleri ve Scott Anıtı, Ulusal Müze, Victoria Caddesi, kentin pek çok görmeye değer noktasından oluşan kısa bir liste...

Kilt adı verilen özel etekleriyle gayda çalan güleryüzlü İskoçlar ve İskoçya’nın ulusal içeceği Skoç Viski...

Artık ne zaman gayda sesi duysanız, rüzgâr kulağınıza çok uzaklardan, Edinburgh’a yüksekten bakan bir tepeden bir selam fısıldıyor zannedeceksiniz!
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Liverpool

Beatles ve Futbol, burası Liverpool... Liverpool, Mersey Nehri’nin denize döküldüğü noktada, nehrin doğusunda kurulmuş tarihi bir liman şehri.

Dünyanın belki de en başarılı müzik grubu olan Beatles, 1960’larda kurdukları gruplarıyla yeryüzünde öylesine büyük bir etki yaratır ki dağılmalarının üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen Liverpool’un bugününe damga vurmaya devam eder.

Doğdukları, gençliklerini geçirdikleri, ilk şarkılarını söyledikleri ve şöhretin basamaklarını tırmanmaya başladıkları şehri gezerken kulağınızda Beatles’ın müziği... Beatles Story Müzesi’ndeyiz: “Let it Be”, “Yesterday”, “Penny Lane”, “In my Life”... Beatles hayranları, John Lennon ve Paul McCartney’in çocukluklarını geçirdikleri evleri ziyaret edebilir, Penny Lane üzerinde ayak izlerini takip edebilir.

Şehrin Pear Head (İskelebaşı) denen bölümünde dünya mirası listesinde yer alan üç güzel tarihi bina bulunur; Saat Kulesi ile Royal Liver binası, Cunard Binası ve Port of Liverpool binası. Albert Dock, İngiltere’nin en büyük Anglikan kilise binası olan Katedral, Walker Art Galeri veya Tate Liverpool, Liverpool Müzesi şehrin en güzel ve ilginç noktalarından birkaçı... Bir vakitler Yeni Dünya’ya göçmen taşıyan gemilerin kalktığı bir liman olan Liverpool, aynı zamanda köle ticaretinin köşe taşlarından biri olmuş. International Slavery Museum şehrin bu karanlık zamanlarına ışık tutuyor.

Beatles ile başlayan gezimizi futbolla bitirelim. Premier Ligin iki güçlü takımı Liverpool ve Everton, bu şehri görünmeyen bir çizgiyle ikiye ayırıyor olmalı... Liverpool diyen futbolseverler Anfield Stadyumu’nu, Everton’cılar Goodisan Park Stadyumu’nu ziyaret etmeyi unutmasınlar.
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Manchester

Manchester United ve Manchester City  futbol takımlarını 7’den 70’e her futbol meraklısı bilir. Bu takımların doğum yeri olan Manchester Kenti ve onun yaşam öyküsü de tıpkı bu yıldız takımlar gibi ilginçtir ve büyük başarıların yanı sıra zorluklarla doludur.

Bugün İngiltere’nin en büyük metropollerinden birinin kalbinde yer alır, eski Manchester. Kentin, İngiltere’nin ve dünyanın kaderi Manchester’ın içinde bulunduğu Lancashire Bölgesi’nde bir iplik çarkının Richard Arkwright tarafından keşfedilmesiyle değişir. Bu çarkın keşfi, Endüstri Devrimi’nin doğuşu anlamına gelir ve Manchester bu devrimin lokomotif şehirlerinden biri olur. Öyle ki pamuklu dokuma üretiminde geldiği noktada Cottonopolis yani Pamuk(lu) Şehri olarak anılmaya başlar. Endüstrinin gelişimi ile nüfus artışı, demiryolu ulaşımı, elektrik tesisatı, telefon hizmetleri gibi pek çok gelişmeye erkenden sahip olur. Yalnız bu kadar da değil, üretilen malların taşınması için başta Bridgewater kanalı olmak üzere, açılan kanallarla açık denize, Liverpool’a ve pek çok başka yere bağlanır. Zamanla bu tekstil kenti niteliğinden büyük oranda uzaklaşır.

Bugünün modern Manchester Kenti, İngiltere’nin en çok ziyaret alan şehirlerinden biridir. Manchester Katedrali, Town Hall, Merkez Kütüphane gibi tarihi yapıları; Lowry Müzesi, Manchester Art Gallery gibi sanat merkezleri; Manchester Müzesi, Bilim ve Endüstri Müzesi, Imperial War Museum, North Savaş Müzesi gibi büyük ve ilgi çekici müzeleriyle Manchester kültürel gezi yapmayı sevenlere pek çok seçenek sunuyor.

Manchester City stadyumu ve Old Trafford, Ulusal Futbol Müzesiyle beraber futbola gönül verenlerin rotası ...
70 tane Güney Asya ve Orta Doğu restoranı için Curry Mile...

Alışveriş için Northern Quarter, vintage sevenler için bir cennet. Aynı bölgede Manchaster Craft and Desing Center da mutlaka görülmeli. King Street ve Market Street alışverişin diğer adresleri...

Dünya tarihinde önemli bir yeri olan bu kent her bakımdan görmeye değer!
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda'dan Oluşan Birleşik Krallık Haritası
Kaynak : Shutterstock İngiliz Milletler Topluluğu Bayrağı
Kaynak : Shutterstock Avustralya Banknotu üzerinde Kraliçe II. Elisabeth Portresi

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Batı Avrupa’da yer alan İngiltere, Kıta Avrupa’sından Manş Denizi ve Kuzey Denizi ile ayrılır. Türkiye’de ülkenin tamamını tanımlamak için kullanılan İngiltere ismi, resmi adı Birleşik Krallık (United Kingdom) olan ülke devletlerinden yalnızca birine verilen addır. Büyük Britanya adası üzerinde bulunan üç devlet İngiltere, Galler ve İskoçya, Biritish Adaları ve Kuzey İrlanda ile beraber Birleşik Krallığı oluşturur. Bu ayrı ayrı egemen olmayan devletler, ülke içinde ülke görünümündedir. Sadece İrlanda Adası üzerinde, başka bir ülkeyle kara sınırı bulunan İngiltere’nin kuzey ve batısı Atlantik Okyanusu kıyıları ile sınırlanır.

Ülkenin en önemli nehri Thames’tir, bitki örtüsünün çok küçük bir kısmı ormanlardan meydana gelir ve en önemli doğal zenginlik kaynakları kömürdür.

İngiltere’nin kendisine bağlı, 14 denizaşırı bölgesi bulunur. Sanayi Devrimi’ne öncülük eden ülke, kolonizasyon sürecinde de başı çekmiş ve dünyanın dört bir tarafında koloniler kurmayı başarmıştır. Öyle ki Britanya İmparatorluğu, yaygın bir coğrafyada bulunan kolonilere atfen, “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak anılmaya başlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin yükselişi ile dünya liderliğini elinde tutamayan İngiltere, bir vakitler kolonisi olan Avusturalya, Yeni Zelanda, Güney Afrika Cumhuriyeti, Kanada, Hindistan, Bangladeş’in de dahil olduğu 52 ülke ile birlikte İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) üyesidir. Birliğin başkanlığını İngiltere Kraliçesi yürütmektedir.

İngiltere, parlamenter monarşi düzeni altında yönetilmektedir. İngiltere Kraliçesi Kraliçe II. Elizabeth, İngiltere tarihinde en uzun süre hüküm sürmüş monark ünvanını kazanmıştır. Kraliçe, aile adı Windsor olan Kraliyet Ailesi’nin de başıdır. İngiltere Parlamentosu, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası şeklinde iki bölümden oluşur. Geçmişte soylulardan oluşan ve üyeliğin babadan oğula geçtiği Lordlar Kamarasında bugün üyelik daha çok atama şeklinde gerçekleşmektedir. Hükümetin başında seçimle gelen Başbakan bulunur. İngiltere’de bulunulan yere göre değişebilen, karmaşık bir yerel idare sistemi mevcuttur.

İngiltere, bir NATO, G7, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi ve bir Avrupa Birliği, üyesidir. Ancak 2016’da yapılan ve Brexit adı verilen referandumda İngiliz halkının yarıdan fazlası birlikten çıkma yönünde oy kullanmıştır.

Başkent Londra ve para birimi Sterlin’dir. İngilizler para birimlerini Pound olarak telaffuz eder. İngiltere’de trafik soldan işler.
 

Kaynak : Shutterstock Northcumberland Hadrian Duvarı
Kaynak : Shutterstock Kral VIII. Henry, King's College
Kaynak : Shutterstock Kraliçe Victoria (1819-1901)
Kaynak : Shutterstock II. Dünya Savaşı'nda İngiltere
Kaynak : Shutterstock Brexit Referandumu

Tarihi Bilgi

British adalarında en eski yerleşik toplumlardan biri Keltlerdir. MÖ. 43’de Roma İmparatoru Cladius, daha önce Sezar’ın başaramadığını yaparak adayı ele geçirir. 400 yıl civarında İngiltere’yi yöneten Roma İmparatorluğu’nu, Anglo-Saksonların adaya gelişi ve yerleşmesi izler. 597’de Augustine, İngiltere’ye hristiyanlığı getirir. 9.yy’da Vikingler, İngiltere’nin doğu ve kuzeydoğusunda başkenti Jorvik (bugünkü York) olan bir ülke kurar.

Son Anglo-Sakson Kral olan Harold Godwinson, Hasting Savaşı’nda Norman Kral William the Conqueror’a yenilir ve 1066’da William taç giyer. Aynı dönemde feodalite de ülkedeki yerleşik yaşam pratiği olur. Ülke soyluların yönetiminde, serflerin toprağı işlediği bir sisteme sahip olur. İngiltere, 1096’da başlayan Haçlı Savaşlarında yer alır. Ünlü İngiliz kral Aslan Yürekli Rişar da bu savaşlara katılan Avrupa krallarından biridir. Rişar’dan sonra tahta geçen kardeşi Kral John, yetkilerini istismar edip, savaşlarda yenilgi alınca soylular ayaklanarak 1215’de Kral’ı Magna Carta’yı imzalamaya zorlar. Magna Carta, kralın kanunların üstünlüğünü kabul etmesi nedeniyle bir dönüm noktası teşkil eder.

İngiltere’nin Katolik Kilisesi’nden kopuşu Tudor hanedanının güçlü kralı 8. Henry döneminde gerçekleşir. 8. Henry, altı kez evlilik yapması ve eşlerinin trajik sonları ile ünlüdür. Kilisenin boşanmasına izin vermemesine kızan Kral, Anglikan kilisesini kurarak, kilisenin başına kendisi geçer. 8. Henry’nin kızı I. Elizabeth dönemi, İngiltere’nin Britanya İmparatorluğu olarak tarih sahnesine çıkmasını sağlamıştır. Ticaret, denizcilik ve keşifleri destekleyen Elizabeth yönetiminde İngiliz Kraliyet Donanması, 1588’de İspanyol Armadası’nı yenilgiye uğratarak denizlerdeki üstünlüğünü ilan etmiştir. 1600’lerde İngiliz göçmenler, büyük umutlarla Okyanus’u aşarak Amerika’ya gidiyor ve Amerika’daki ilk İngiliz kolonilerini kuruyorlardı.

1707’de İngiltere ve İskoçya bir birleşme akdi imzalayarak Büyük Britanya Krallığını oluştururlar. 1801’de Büyük Britanya ve İrlanda birleşerek Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığını meydana getirir.

18. yy. tarihi, aynı zamanda Endüstri Devrimi’nin başlamasının ve İngiltere’nin dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri haline gelmesinin tarihidir. Amerikan yurtseverlerinin İngiltere’ye karşı verdiği bağımsızlık savaşı da aynı yüzyılda, 1783’de Paris Anlaşması ile sonlanır ve Amerika bağımsızlığını kazanır.

18. yy sonu ve 19. yy başında gerçekleşen Napolyon Savaşları’na son noktayı koyan, 1815 Waterloo Savaşı ile İngiliz kumandan Dük Wellington oldu. 19 yy. İngiltere’nin en uzun ömürlü monarklarından biri olan Kraliçe Victoria’nın 64 yıllık iktidarını görür. Bu dönemde Dünya üzerinde büyük bir koloni imparatorluğu kuran İngiltere, “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” haline gelir. İngiltere, Kanada’dan Afrika’ya, Hindistan’dan Yeni Zelanda’ya bir egemenlik alanına sahiptir, artık.

Victoria yaşadığı döneme damgasını vurmuş, bu dönem Victoria Dönemi olarak anılır olmuştur. Bugün yaşayan Windsor Hanedanı da Victoria soyundan gelir. Kraliçe Victoria, o dönem yaşayan Avrupa monarklarının pek çoğuyla yakın akrabalık ilişkileri nedeniyle adeta Avrupa’nın büyükannesidir.

İngiltere I. Dünya Savaşı’na İttifak Devletleri safında katılır, büyük bir yıkım getiren bu ilk dünya çapında savaştan zaferle çıkan ülkelerden biridir. İkinci Dünya Savaşı’nda yine Almanya’ya karşı savaşa giren İngiltere’de, efsanevi başbakan Winston Churchill iktidara gelir ve savaş boyunca yaşanan zor günlerde İngiltere’yi yönetir. Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe, sürekli olarak İngiltere ve özellikle Londra’ya Blitz adı verilen hava akınları düzenlemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa dahil olması ve Normandiya Çıkartması ile Almanya ve müttefikleri yolun sonuna gelir. İngiltere savaşın kazanan tarafındadır ama dünya lideri konumunu kaybetmiştir.

20. yy ne kadar dirense de İngiltere için kolonilerin çözüldüğü ve birer birer bağımsızlığa kavuştuğu yüzyıl olacaktır. 1953 yılında Kraliçe II. Elizabeth tahta çıkar ve uzun dönemli iktidarıyla Kraliçe Victoria’nın tahtta kalma rekorunu kırar. 60’lı yıllardan itibaren Kuzey İrlanda’da İngiltere yanlısı yerli Protestanlar ve İngiltere güvenlik birimleriyle ile ayrılıkçı İrlandalı Katolikler arasında baş gösteren ve on yıllarca sürecek şiddet olaylarında binlerce kişi yaralanır veya hayatını kaybeder. 1998 yılında taraflar arasında imzalanan bir anlaşma ile barış sürecine girilir. II. Elizabeth’in beraber çalıştığı başbakanlardan, 1979-1997 yılları arasında ülkeyi yöneten Margareth Thatcher, İngiltere’nin 20. yy’ını en fazla etkileyen politik şahsiyetlerden biri olmuştur. İngiltere’de tartışmalı politikaların uygulayıcısı olan Bayan Thatcher, “Demir Lady” olarak anılır.

İngiltere’nin 21. yy’da yaşadığı kaydadeğer olaylardan bazıları; 2003 yılında ABD ile beraber Irak işgaline katılması ve 2016’da yapılan bir referandumla, İngiliz halkının Avrupa Birliği üyeliğinden çıkma kararı almasıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Warwickshire William Shakespeare Anıtı
Kaynak : Shutterstock Sör Arthur Conan Doyle
Kaynak : Shutterstock Harry Potter'ın İzinde - Glenfinnan Viyadüğü
Kaynak : Shutterstock Albert Hall Amfitiyatro ve Sahnesi

Kültür/Sanat/Mimari

Sanayi Devrimi’nin doğduğu ülke olarak ve denizlerdeki büyük hakimiyeti sayesinde, Dünya çapında bir koloni imparatorluğu kuran İngiltere, İngiliz dilinin yaygın şekilde kullanılmasına da ön ayak olmuştur. Bugün İngilizce, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinin önemli bölümünde, Güney Afrika Cumhuriyeti başta olmak üzere Afrika’da, son derece kalabalık nüfus barındıran Hindistan gibi Asya ülkelerinin bir bölümünde ve daha pek çok yerde en fazla kullanılan dil veya resmi dil konumundadır. Aynı zamanda dünyanın büyük bölümünde ikinci dil olarak benimsenmekte, konuşulmakta ve kültürleri birbirine bağlayan bir global dil olarak kullanılmaktadır. 

İngiltere’nin dünya kültürüne en önemli katkılarından biri, yine İngiliz dili yoluyla olmuş ve bu dilin büyük ustaları kuşaklar boyu önemini koruyan büyük edebiyat eserleri ortaya koymuştur. İngiliz edebiyatının en büyük ismi, kuşkusuz, 1564-1616 yılları arasında yaşamış olan büyük şair ve oyun yazarı William Shakespeare’dir. Dünyada oyunları en fazla sahne alan isim olan Shakespeare’in büyüklüğü, Romeo ve Juliet, Kral Lear, Hamlet gibi eserleri, çağları ve ülke sınırlarını aşan bir anlayışla yazmış olmasında yatar. Keats, Shelley, Lord Byron, Rudyard Kipling yine İngiliz ve Dünya edebiyatının büyük isimleridir.

Victoria Dönemi’nde yaşamış olan büyük yazar Charles Dickens, David Copperfield, İki Şehrin Hikayesi, Büyük Umutlar gibi kitaplarıyla dönemin İngilteresinin adeta bir fotoğrafını okuyucuya sunar.

Dünyaca tanınmış kadın yazarlar; kitapları defalarca filmlere konu olan Jane Austen, birbirinden güzel kitaplarıyla Bronte kızkardeşler ve Virginia Woolf, İngiliz edebiyatının büyük isimleridir. Filmleri büyük ilgi gören Yüzüklerin Efendisi serisi, 1892 doğumlu bir  İngiliz Dili ve Edebiyatı profesörü olan J.R.R. Tolkien’ın kaleminden çıkmıştır.

Çocuk edebiyatında en seçkin isimlerden Robinson Crusoe yazarı Daniel Defoe, Gizli Yediler, Afacan Beşler gibi serileriyle Enid Blyton, goblinlerin yaratıcısı George McDonald, Alice Harikalar Diyarında kitabının yazarı Lewiss Carroll, kitaplarını bilmeyenlerin bile yarattığı sempatik kahraman, koca kulaklı arkadaş canlısı dev BFG’yi mutlaka tanıdığı Roald Dahl, İngiliz asıllı yazarlardır.
21. yy’a damgasını vuran Harry Potter filmlerini bilmeyen var mıdır? Birer fenomen haline gelen Harry Potter kitapları dünyada milyonlarca kopya satılmış ve filmlerini büyük küçük izlemeyen kalmamıştır. Kitapların yaratıcısı İngiliz yazar J.K.Rowling’in yaşamı, yazdığı güzel kitaplar kadar ilham vericidir.

İngilizler sinema alanında da dünya çapında isimlere sahiptir. Alfred Hitchcock, yönetmenler arasında efsanevi bir isimdir. Sessiz sinemanın büyük aktörü Charlie Chaplin anmadan geçilemeyecek bir başka dahidir. Anthony Hopkins, Hellen Mirren, Sean Connery, Jeremy Irons, Judi Dench, Maggie Smith, Emma Thompson, Daniel Radcliffe, Kate Winslet, Hugh Grant, Emily Clarke, Hugh Laurie, Jude Law, Colin Firth, Ian Mc Kellen, Daniel Craig, Benedict Cumberbatch, Orlando Bloom, Keira Knightley, Kit Harrington gibi yüksek bütçeli prodüksiyonlarda görüp tanıdığımız pek çok ünlü oyuncu, İngiliz asıllıdır.

Ian Flemming’in yarattığı hayali İngiliz ajan 007 James Bond, sinemalarda en çok gişe hasılatı yapan filmlerden biri olmaya devam ediyor. Sean Connery, Roger Moore, Timothy Dalton, Daniel Craig, beyazperdede Bond’u canlandıran aktörlerdir.

İngilizlerin efsanevi isimlere sahip olduğu bir başka alan müziktir. Rock ve pop dünyasının pek çok ünlü ismi bu ülkenin topraklarında yetişmiştir. Her şeyden önce John Lennon, Paul McCartney, Ringo Star ve George Harrison tarafından kurulmuş, bir uluslararası fenomen haline gelmiş, şarkıları ve yarattıkları Beatlemania ile tüm dünyayı sarsmış Beatles grubu, Liverpool’da doğmuştur. Pink Floyd, Rolling Stones, The Who, Queen, Black Sabbath, Led Zeppelin, Radiohead, Elton John, Adele, ... Bu yıldızlar geçidini anlatmak için kelimeler yetersiz kalır.
 

Spor

İngiltere, futbolun beşiği olarak bilinir ama sadece futbol değil, aynı zamanda pek çok modern sporun ilk kez yapıldığı veya yaygın hale geldiği bir ülkedir. İngilizler spora düşkünlükleri ile tanınır, özellikle taraftarı oldukları futbol takımlarını ateşli bir şekilde desteklerler. İngiltere'den dünyaya yayılan sporların başında tenis ve golf gelir. Tenis turnuvalarının en iddalısı Wibledon Açık Tenis Turnuvası tüm dünyanın yakından takip ettiği bir turnuvadır. Binicilik sporuna büyük bir önem verilir. Kriket, polo, rugby, kürek yine sevilen, takip edilen sporlardan bazılarıdır.

İngiltere bugüne dek üç kez olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmıştır. 1908, 1948, 2012 yıllarında düzenlenen Londra Olimpiyatları, bu anlamda bir rekora da sahip olmuştur. İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık olarak temsil edildiği Olimpiyat oyunlarında en fazla madalya sayısına sahip ülkelerden biridir.
 

Futbol
Futbolun anavatanı olarak görülen İngiltere'de en popüler spor da yine futboldur. İngiliz Premier Ligi sadece İngiltere'de değil, dünya genelinde büyük ilgi görür. İngiliz takımlarını futbal meraklısı hemen herkes bilir ve takip eder. Arsenal, Liverpool, Manchester United, Manhaster City, Leicester City, Tottenham, Chelsea, Aston Villa, Everton, önemli futbol takımlarından bazılarıdır.
 

Tenis
İngiltere'den dünyaya yayılan sporlardan biridir tenis. Dört Grand Slam turnuvasından belki de en bilineni, önemseneni ve prestijli kabul edileni Wimbledon Açık Tenis Turnuvasıdır. 1870’den bu yana düzenlenir turnuva ve efsanevi kapışmalara tanıklık etmiştir. Haziran sonu veya temmuz başı, çim kortta yapılan maçlar büyük ilgi görür ve pek çok ülkede naklen yayınlanır. Biletlerin bir kısmı çekilişle belirlenen isimlere, bir kısmı maçtan bir önceki gün online olarak, bir kısmı ise yine maç günü gişeden alınabilir. Bunların hiç biri kolay bir yöntem değildir. Çünkü biletlerin binlerce alıcısı, hemen almaya hazır şekilde beklemektedir. Oyunlarda çilek ve krema en çok tüketilen yiyeceklerden biridir. Oyuncular geleneksel olarak, Kraliçe veya Galler Prensi kortta bulunuyorsa oyun öncesi ve sonrası selamlamakla yükümlüdür.
 

Golf
İngiltere’de golf en sevilen sporlardan biridir. Bu sporun modern versiyonunun kökeni 15. yy’a dek uzanır ve doğum yeri İskoçya olarak anılır. İskoçya’da bulunan Musselburgh Golf Course en eski golf kursu olarak anılırken,  St. Andrews Old Course, bu sporun ustaları tarafından golf kurslarının şahikası olarak nitelendirilir. Yine St. Andrews’da golfün tarihsel macerasını Golf Müzesi’nde izlemek mümkündür. Gleneagles, Nefyn Golf Club, Royal Portrush, Turnberry, Stoke Park Golf Club, İngiltere’deki en önemli golf rotalarındandır.
 

Kürek
İngiltere’nin ve dünyanın, en saygın ve köklü üniversitelerinden Cambridge ve Oxford Üniversiteleri arasındaki geleneksel kürek yarışı milyonlarca kişi tarafından takip edilir. Simgesel bir öneme sahip olan bu yarışlar, 1829’dan bu yana Thames Nehri üzerinde yapılıyor. Yarışlar Paskalya yakınlarında, sekiz kürekli teknelerle, kadın ve erkek kategorisinde, Putney ve Mortlake arasında yapılır ve BBC tarafından naklen yayınlanır. Yarışlar Putney, Hammersmith ve Barnes, Chiswick Köprüsü, Bishop’s Park, Furnivall Bahçeleri’nden takip edilebiliyor.
 

Binicilik
İngiltere’de binicilik çok önemsenen ve geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan sporlar arasındadır. Ülkenin pek çok yerinde bir at yarışı veya binicilik müsabakası izlemek mümkün. Kraliyet Ailesi’nin de at yarışlarına düşkünlüğü biliniyor. Özellikle kendisi de küçüklüğünden bu yana ata binen ve iyi bir binici olan Kraliçe Elizabeth’in kendi adına yarışan atları bulunuyor. At yarışları içinde kuşkusuz en önemlisi, yarışlar kadar, gelenlerin sosyal statüsü ve ne giydiğinin, gösterişli şapkaların tartışıldığı Ascot yarışları...

 

Rugby
İngiltere doğumlu bir spordur, Rugby. Yassı, eliptik bir topla oynanan, futbola benzer ama topun elle de taşınabildiği ve topun rakip sahada kale çizgisinin ardına atılmasıyla puan kazanılan bir takım oyunudur. Oyunun iki farklı versiyonu Rugby Union (Ragbi Birliği) ve Rugby League (Ragbi Ligi) olarak anılır. Rugby Union takımları 15, Rugby Union takımları 13 kişiden oluşur. Oyunun önemli özelliklerinden biri ileri pas verilememesi, sadece geriye pas vererek oynanmasıdır. Savunma amacıyla yapılacak hareket, rakip takım oyuncusunun beline sarılarak düşmesini sağlamaktır. Amerikan futboluna benzer, sert bir spordur.

Rugby sporu ismini, 1800’lerin ilk yarısında oyunun çıkış noktasını teşkil eden Warwickshire Rugby’de bulunan okuldan almıştır. Rivayete göre bu okulda bir futbol maçında, topu tekmeyle göndermek yerine eline alan William Webb Ellis, kurallı yeni bir sporun doğmasını sağlamıştır.

Rugby, bugün sadece İngiltere’de değil, eski İngiliz dominyonlarında da sevilen ve milyonlar tarafından takip edilen bir spordur. İngiltere’de bir rugby karşılaşması izlemek geleneklerine düşkün bu ülkenin ruhunu anlamak açısından güzel bir deneyim olacaktır.
 

Polo
İran kökenli olduğuna inanılan ve Polo midillilerine binerek oynanan bu oyun, İngitere’ye Hindistan üzerinden ulaşır ve 19.yy’dan bu yana İngiltere’de özellikle askeri ve soylu çevrelerde sevilen bir oyun olur. Polo çim sahada ve dörtlü takımlar halinde oynanır. Oyuncular 8,3 santimetrelik bambu veya söğüt kökünden yapılma topu, tokmağa benzer özer polo sopalarını kullanarak rakip takımın kale direkleri arasından geçirir ve sayı almaya çalışır. Polo, bugünkü Kraliyet Ailesinin üç kuşak oynadığı bir spor dalıdır. İyi birer polo oyuncusu olan Prens Philip ve oğlu Prens Charles’ın ardından Prens William ve Harry de birer polo oyuncusu olmuştur.
 

Kriket
On birer kişilik iki takımla oynanan kriket tarihi 13. yy’a dek uzanıyor. Bugün popüler sporlar sıralamasında üst sırlarda yer alıyor. Pek çok İngiliz için kriket izlemek ve takımlarını takip etmek vazgeçilmez bir konudur.  Kriket dünya çapında ilgi gören bir spor. Avusturalya, Hindistan, Pakistan ve Karayiplerde de çok sevilen bir spor dalıdır. Kriket müsabakalarında süreler de değişkendir. Oyun üç saat sürebileceği gibi, tüm gün boyunca da sürebilir veya test kriketi denen türü oynanıyorsa oyun zamanının beş güne dek uzaması ihtimal dahilindedir. Karmaşık kurallarını öğrenip, yerel bir maç izlemek gerçek bir İngiltere deneyimi olarak hafızalara kazınacaktır.
 

Mutfak

İngiltere, dünyanın hemen her köşesi ile tarihsel bağlantıları, aldığı göç ve sahip olduğu kozmopolit nüfus nedeniyle, dünya mutfağının her ürününün kolayca bulunabileceği bir ülkedir. Birleşik Krallık içinde bulunduğunuz yere göre Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda veya İngiltere; yöresel mutfak farklılıkları ve her yöreye özgü spesiyaliteler de mevcuttur. İngiltere’de restoranlarda olduğu gibi publarda da yemek yemek mümkün. İngiltere’ye özgü çok tüketilen mutfak ürünlerinin bazıları aşağıdaki gibidir.
 

Tam İngiliz Kahvaltısı
İngiltere’de kahvaltı önemli bir öğün. Bir kase gevrekle veya sahanda yumurta ile çabucak kahvaltı yapanlara rastlansa da özellikle otellerde karşımıza çıkan Tam İngiliz Kahvaltısı (Full English Breakfast) İngiltere’nin dünya mutfağına en önemli katkılarından biri...
İngiliz kahvaltısı, iki göz yumurta, kızarmış domuz pastırması, sosis, domates ve mantar, pişmiş fasulye ve kızarmış ekmekten oluşur. İçecek olarak genellikle çay tercih edilir.
 

Fish&Chips
İngiliz mutfağı denince ilk akla gelen yemek, Fish&Chips olsa gerek. Fish&Chips, patates kızartması ile servis edilen kızarmış fileto balıktan oluşuyor. Balık olarak morina veya mezgit balığı kullanılıyor. Garnitür olarak yanında bezelye de servis edilebiliyor. Kağıda sarılmış, fast-food şeklinde de tüketilebiliyor.
 

Pazar Rostosu (Sunday Roast )
Geleneksel bir İngiliz yemeğidir. Dilimli fırınlanmış dana eti rostosu, patates ve sebzeler eşliğinde, bir çeşit et sosu olan gravy sos ile servis edilir. Bu özel Pazar yemeğine genelde Yorkshire pudingi eşlik eder. Et olarak tavuk veya domuz eti kullanılan versiyonları da mevcuttur.
 

Yorkshire Pudingi
Yumurta, un, süt veya suyun bir çeşit hamur haline getirilip yuvarlak küçük kaplarda pişirilmesiyle yapılır.
 

Shepard’s Pie
İngiltere’nin kuzeyi ve İskoçya kökenli bu yemek, kıyılmış veya doğranmış kuzu etinden yapılır ve kalın bir tabaka patates püresi ile örtülür. Bir çeşit çiftçi yemeğidir.
 

Chicken Tikka Masala

İngiliz çok kültürlü yaşamının bir çeşit simgesi sayılan chicken tikka masala, kemikleri ayıklanmış ve tandırda pişirilmiş tavuk etine, hafif baharatlı bir domates sosu katılması ile yapılır ve yaygın olarak tüketilir.
 

İçecekler
İngiliz çayı İngiltere denince akla gelen içeceklerin başında geliyor. İngilizler için öğleden sonra saat 3 ile 5 arası çay saati...  Ancak kahve de artık çay gibi yaygın olarak tüketiliyor. Alkollü içecek olarak geleneksel İngiliz birası Ale içiliyor. Eşit oranlarda karıştırılmış bira ve bir çeşit limonatadan yapılan shandy, alışkın olmayanlar için zorlayıcı ama denenmesi gereken bir içecek.
 

Kaynak : Shutterstock Kraliçe Victoria Heykeli Kaynak : Shutterstock Kral V. George Heykeli Kaynak : Shutterstock Prenses Diana Anısına Diana Walk
İngiliz Kraliyet Ailesi
Yaşadığı döneme adını veren Kraliçe Victoria İngiltere’de en uzun süre tahtta kalmış monarklardan biridir. Victoria, Hanover hanedanının son üyesiydi ve 1837’de tahta geçmişti. Kraliçe Victoria, aynı zamanda kuzeni olan ve küçük bir Alman prensliğinden gelen Prens Albert Saxe-Coburg Gotha ile evlenmişti. Çift çok mutlu bir evlilik yapmış ve bir kısmı, diğer Avrupa kraliyet aileleri mensuplarıyla evlilikler yapmış olan dokuz çocukları olmuştu. Öyle ki Birinci Dünya Savaşı’nda karşılıklı savaşan taraflardan İngiltere’nin başında torunları V. George, Almanya tahtında bir başka torunları II. Willhelm bulunuyordu. Yine o dönemde Rus Çariçesi olan Alman kökenli Alexandra Romanova da Kraliçe Victoria’nın torunlarından biriydi.

Victoria’dan sonra yerine geçen oğlu VII. Edward döneminde, hanedan adı Saxe Coburg Gotha halini aldı. I. Dünya Savaşı esnasında Almanya’ya karşı savaş sürerken, bir Alman ismi olduğu için antipatik bulunan Saxe Coburg Gotha adı Windsor olarak değiştirildi. Bugün yaşayan Kraliyet Ailesi Windsor Hanedanı üyelerinden oluşur. Kral V. George’un ardından tahta çıkan VIII. Edward, Amerikalı Bayan Wallis Simpson ile evlenebilmek uğruna tahttan feragat edince yerine kardeşi ve Kraliçe II. Elizabeth’in babası VI. George geçer.

Tahta 1952’de geçen Kraliçe II. Elizabeth, tahtta en uzun süre kalan İngiliz asilidir. Kraliçe yine Kraliçe Victoria’nın soyundan gelen Yunan Prens Philip Mountbatten ile evlenmiştir. Kraliçe ve Edinburg Dükü Prens Philip’in Charles, Anne, Andrew ve Edward adında dört çocukları olmuştur. En büyük çocukları Prens Charles, tahtın yasal varisidir.

Resmi adı Galler Prensi olan Prens Charles, 29 Temmuz 1981’de dillere destan bir törenle Lady Diana Spencer ile evlenir ve iki çocukları olur: Tahtın ikinci varisi Prens William ve kardeşi Prens Harry. Evlilikleri süresince ve 1996’da yaşanan boşanma sonrasında çok sevilen bir kamuoyu figürü haline gelen Prenses Diana, 1997 yılında, çok genç bir yaşta Paris’te paparazzilerin karıştığı trajik bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Prens William’ın 2011 yılında Cambridge Düşesi adını alacak olan Catherine Middleton ile evliliği; George, Charlotte ve Louise adlı üç çocuğunun doğumu; kardeşi Prens Harry’nin 2018’de Amerikalı film yıldızı Meghan Markle ile yaptığı evlilik yalnız İngiliz halkı tarafından değil, tüm dünya tarafından büyük bir ilgi ile takip edilmiştir. Kraliyet düğünlerini ekrandan izleyen milyonlara, bu özel günde orada bulunmak isteyen insan yığınları katılmaktadır.

İngiliz Kraliyet Ailesi’nin yaşamına tanıklık eden, İngiliz monarşisine dair yüzlerce yıllık mekanları görmek, İngiltere gezisine farklı bir renk katacaktır.  
 

Kaynak : Shutterstock Buckingham Sarayı
Buckingham Sarayı
Buckingham Sarayı, Londra’da Kraliçe’nin resmi ikametgâhıdır. Zamanının çoğunu burada geçiren Kraliçe sarayda bulunduğu sırada kırmızı, sarı ve mavi bayrak sarayda dalgalanır. Kraliyet Düğünü gibi önemli olaylarda hanedanın halkı selamladığı ünlü balkon Buckhingham Sarayı’ndadır.

Kraliçe Temmuz-Eylül arasında yaklaşık on haftalık bir süre için Balmoral Şatosu’na geçtiğinde Saray ziyarete açılır ve İngiliz Kraliyet hazinesine ait bir bölümü ve saray bahçesini görmek mümkün olur. Saray içinde Taht Odası dahil yapılacak Devlet Odaları turu, yaklaşık iki saatlik bir süre alır.

Kırmızı üniformaları ile geleneksel Kraliyet muhafızlarının gerçekleştirdiği nöbet değişim töreni de izlemeye değer bir manzara oluşturur.
 

Kaynak : Shutterstock Windsor Şatosu
Windsor Şatosu
Hafta içleri Buckingham’da kalan Kraliçe Elizabeth, genellikle hafta sonlarını 11. yy’dan kalma bu eski ve muhteşem şatoda geçirir. Şato, Londra’nın batısında ve biraz dışında, yarım saatlik tren yolculuğu mesafesinde yer alır. 1000 yıllık bu saray, 39 monark için ev vazifesi görmüştür. Beş hektarlık Kraliyet Parkı üzerinde kurulu olan şatoyu yıl boyunca gezmek mümkündür. Şatonun muhteşem arazisi üzerinde 600 civarında geyik bulunur. Yine şato arazisinde bulunan Aziz George Şapeli, Prens Harry ve Meghan Markle’ın evlilik törenine sahne olmuştur.

Windsor Şatosu’nda bulunan hayranlık uyandırıcı sanat eserleri ve Kraliyet hazinelerine ilave olarak bu sarayda en merak edilen noktalardan biri Kraliçe Elizabeth’in annesi Kraliçe Mary için inşa edilen dünyaca ünlü bebek evidir. Bir eşi bulunmayan bu minyatür şaheserin içinde her detay düşünülmüştür, ev çalışan elektrik ve su sistemine sahiptir. Bebek Evi’ndeki detayları takdir edebilmek için içindeki objelerin detaylarını gösteren resimleri incelemek gerekir.
 

Kaynak : Shutterstock Eton Koleji
Eton Koleji

Eton Koleji, İngiltere’nin en prestijli ve eski okullarından biri. 1441’den bu yana yaşayan ve yıllarca yüksek sınıftan İngilizlere hizmet veren bu okula girmek için artık daha çok zorlu sınav sisteminden geçebiliyor olmak gerekiyor. Okula hala sadece erkekler kabul ediliyor ve okuyan gençlerin formal şekilde giyinmesi geleneği devam ediyor. Pek çok ünlü devlet adamı, lider, kraliyet mensubu ve bilim adamı yetiştiren bu okul Windsor Şatosu’na çok yakındır ve her ikisi Thames Nehri’nin iki yakasında yer alır. Prens William ve Prens Harry de bu okuldan mezun olmuştur. Bu biraz da masalsı görünen okulu ziyaret etmek mümkün ama ancak online olarak yer ayırtarak ve Cuma öğleden sonra 2.00 ve 4.00 arasında, altı kişilik küçük gruplar halinde gezilebiliyor.  Kolejde bulunan 16 000’den fazla örnekle muhteşem bir koleksiyona sahip Doğa Tarihi Müzesi de Pazar öğleden sonraları 2.5-5 arasında gezilebilir.
 


Kaynak : Shutterstock Balmoral
Balmoral
İskoçya Aberdeenshire’da, Dee Nehri kıyısında yer alan bu olağanüstü güzellikteki şato, 1852’de Kraliçe Victoria tarafından satın alınmasının ardından, yıllar boyu Windsor Hanedanı tarafından kullanılmış ve bugün de Kraliçe Elizabeth’in yaz aylarını geçirdiği ve diğer aile bireylerinin katılımıyla kendini oldukça mutlu hissettiği bir yer olarak bilinir. Nisan başından Temmuz sonuna dek halkın ziyaretine açıktır.
 

Kaynak : Shutterstock Tower of London
Tower of London
Londra’da görebileceğiniz en ilginç noktalaradan biri Tower of London... Thames kıyısında, bir kale, kraliyet sarayı... Aynı zamanda kral ve kraliçelere iktidar savaşında hapishane veya darağacı olmuş, bu 22 kuleden oluşan kale... 1000 yıldır yerinde duran bu tarihi mekan, Kraliyet mücevherlerine ev sahipliği yapıyor. Kale, aynı zamanda bir darphane, cephanelik ve hayvanat bahçesini bünyesinde barındırıyor.

Kırmızı ve geleneksel üniformalarıyla Tudor Hanedanından bu yana kaleyi koruyan muhafızlar, Yeoman Warders (veya Beefeaters) eşliğinde kaleyi gezmek mümkün. Muhafızların, kalede özel bir yeri olan kuzgunlarla beraber varlığı ve kalenin tüyler ürperten hikayeleri gezinize gizem katıyor. VIII. Henry’nin, yaptığı evlilik hayatına malolan eşlerinden, Anne Boleyn ve Catherine Howard, burada idam edilmiş. Boleyn’in hikayesi pek çok popüler kültür ürününe de ilham olmuş.
 

Kaynak : Shutterstock Sandringham Sarayı
Sandringham
Norfolk’da yer alan bu saray, Kraliçe Elizabeth’in kişisel mülklerinden biri. Kraliçenin babası Kral VI. George hayatını bu malikanede kaybetmiş. Kraliçe Elizabeth, Christmas’ı genelde ailesiyle birlikte Sandringham’da geçirmeyi tercih ediyor. Sarayın kendisi kadar çevresindeki yeşil manzara da göz alıcı nitelikte... Saray nisandan kasıma dek, halkın ziyaretine açık.
 

Kaynak : Shutterstock Kensington Sarayı
Kensington Sarayı
1605’de Londra'da inşa edilen bu saray pek çok Kraliyet üyesinin yaşamını sürdürdüğü bir yer olmuş. Kraliçe Victoria ve Prenses Diana da bu isimler arasında. Kensington, Prens William ve eşi Cambridge Düşesi Kate Middleton’ının da yaşadığı yer... Saray, muhteşem Kensington Bahçeleri içinde yer alıyor ve sürekli olarak ziyarete açık.
 
 

Eğlence

İngiltere’de yıl boyunca gerçekleşen pek çok etkinliğe katılarak tatili renklendirmek mümkün. İngiltere’nin hangi köşesinde olursanız olun bir kültür, sanat, eğlence olayına rastlamak,  katılmak mümkün. İşte İngiltere’de yapılan önemli etkinlikler ve yüzlerce festivalden birkaçı:
 

London Eye
Londra’yı yukardan görmek isteyenler, cesaret edebilenler, kendilerini 135 metrelik yüksekliğe dek taşıyacak bu devasa dönme dolabı mutlaka denemeli! Biniş yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor. Londra seyri, kapalı kapsül şeklinde tasarlanmış cam kabinlerden, sevdiklerinizle birarada yapılabiliyor.
 

Glastonbury Festivali
1970’ten bu yana gerçekleştirilen festival, İngiltere’nin Woodstock’u olarak sahneye çıkar. İngiltere’nin en önemli pop ve rock müzik festivalidir. Glastonbury’nin hemen dışında, Pilton’da gerçekleştirilir. Sonbaharda çıkan Haziran ayı festival biletleri göz açıp kapayana kadar biter.
 

Ascot At Yarışları
Ascot Yarışları, İngiltere’nin ve dünyanın en prestijli yarışlarından biridir. Açılış Kraliyet Ailesi’nin katılımıyla yapılır. Haziran ayında, Berkshire’da yapılan ve beş gün süren yarışlara katılırken kıyafet kurallarına uymak zorunludur. Erkekler çizgili pantalon ve jaketatay giyip melon şapka takmak zorundayken, kadınlar birbirinden şık kıyafetleri süsleyen özel tasarım şapkalarla boy gösterirler.
 

Bestival
Isle of Wight adasında yapılan farklı bir müzik festivalidir. Genellikle Ağustos ayında gerçekleştirilir. Dört günlük bu butik festival, festivaller arasında ödüllere de layık görülmüş. Festivale gelenlerin gecelemek üzere kamp yapması için de olanaklar mevcuttur.
 

Uluslararası Beatle Haftası
İngiltere’nin Liverpool kentinden yola çıkıp bütün dünyayı etkisi altına almış ve hala kırılamamış satış rekorlarına sahip olan, efsanevi rock grubu Beatles adına düzenlenir. Altı gün boyunca turlar, gösteriler, müzikle süslü hafta, genel olarak Ağustos’un son haftasında yapılır.
 

Jorvik Viking Festivali
9. yy’da Viking egemenliğini yaşayan York şehri’nde gerçekleştirilir, festival. Jorvik, o günlerde İskandinavların York bölgesine verdikleri isimdir ve bölgenin başkentidir. York’un Viking günleri adeta yeniden hayat bulur. Şubat ayında gerçekleştirilen festivalde tekne yarışları da yapılır.
 

Broadstairs Dickens Festival
İngiltere’de, Kent’in doğu ucunda yer alan Broadstairs, 1837 ile 1839 arasında düzenli olarak büyük İngiliz yazar Charles Dickens tarafından ziyaret edilir. Her yıl Haziran ayında, bu büyük yazarın anısına Broadstairs bir festival düzenler ve şehir halkı Victoria Dönemi kıyafetleri ile şehirde boy gösterir.
 

Notting Hill Karnavalı
Londra’nın batısında bir bölgenin adıdır, Nothing Hill. Aynı adlı filmi hatırlayanlar olacaktır, mutlaka. 1964’ten bu yana, yörede yaşayan Afro-Karayip halkının başlattığı, renkli kostümler ve hareketli müziklerle karnaval, Ağustos’un son haftasonu gerçekleştirilir.