0850 303 9 777|Şubelerimiz
Sırbistan
Sırbistan


Roma İmparatorluğu’ndan Bizans’a ve oradan Osmanlı İmparatorluğu’na, paylaşılan bir tarihin iki ayrı dünyasıdır; Türkiye ve Sırbistan. Geçmişin izleri hala oradadır; zaman tünelinde sizi bekler, daha fazla düşünmek ve anlamak için, öğrenmek için. Petrovaradin Kalesi oradadır, Kalemegdan oradadır. Tuna ve Sava gibi Balkanların iki muhteşem ırmağının birleştiği noktada kurulu Belgrad, Novi Sad, Niş, Karlofça diye bildiğimiz Sremski Karlovci, tarihsel ve doğal güzellikleriyle oradadır.

Tarihin en hareketli, pek çok mücadeleye tanık olmuş yerlerinden biri olan Balkanları daha yakından tanımak için güzel bir başlangıç noktası; Sırbistan.
Kaynak : Shutterstock

Belgrad

Sırbistan’ın başkenti Belgrad, iki önemli nehrin Tuna ve Sava’nın birbirine kavuştuğu yerde kurulmuş, Avrupa’nın en eski, Balkanların en önemli kentlerinden biri...  Belgrad, Beyaz Şehir olarak da anılıyor.
 
Belgrad’ın tarihsel önemi, Balkanlara açılan bir kapı niteliği taşımasından kaynaklanıyor. Roma İmparatorluğu’nun Singidinum kenti olarak tarihi bir rol oynayan kent, Roma’nın Batı ve Doğu olarak ikiye bölünmesiyle Bizans’ın, Gotlar ve Hunların, Bulgarların, Slavların, Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının uzun hakimiyet mücadelesine sahne olmuş. Bölge için her daim önem taşıyan kent, Yugoslavya’nın ve son olarak Sırbistan Devleti’nin başkenti olarak yaşamına devam etmiş.
 
Belgrad’ın en önemli tarihi noktası Belgrad Kalesi veya Kalemegdan... Son derece eski olan kalenin bugüne ulaşan kısmı daha çok Osmanlı ve Avusturya izlerini taşıyor. Kalede Osmanlı Dönemi’ne dair en ilgi çekici eser, burada hayatını kaybeden, III. Ahmet’in vezirlerinden Damat Ali Paşa’ya ait türbe. Balkan Savaşları anısında dikilmiş 14 metrelik Zafer Anıtı veya Pobednik de buradadır. Bir kolon üzerinde, bir elinde kılıç, bir elinde bir doğan olan bronz adam heykeli, Belgrad’ı temsil eden en ünlü görüntülerden birini oluşturur. Yine ikonik Saat Kulesi de görülmeye değer bir manzara yaratır.
 
Belgrad’ın en çok ziyaret edilen yeri Kalemegdansa ikincisi Skadarlija adlı Bohem mahallesi... Aziz Sava Katedrali en eski ve görkemli binalardan biri. Ulusal Müze, Belgrad Çağdaş Sanat Müzesi, 20. yy’a ve ötesine şekil veren dahi Nikola Tesla adına açılmış müze, koleksiyon ve mimarileriyle ayrı ayrı görmeye değer. Şehrin Zemun semtinde yer alan dar sokaklı Gardos Tepesi, tepede 1896’da Macarlarca yapılan Millenium Kulesi görülmesi gereken yerler listesinde...Belgrad’ın keşfedilecek yüzlerce kilometrelik nehir kıyısı, en büyükleri Ciganlija ve Veliko Ratno Ostrvo olmak üzere onaltı nehir adası bulunuyor. Alışverişin adresi Knez Mihailova Caddesi, sokak sanatının merkezi Savamala...
 
Belgrad, gece yaşamı, klüpler ve yüzen klüpleriyle; eğlencenin adresi olarak da haklı bir üne sahip...

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Nis

Sırbistan’ın Niş (Nis- Niş okunur) kenti, güneydoğu Sırbistan’da Nišava Nehri kıyısında kurulmuştur. Yüzyıllardır varlığını sürdüren kent, Antik Roma’da Naissus adıyla anılıyordu. Hun, Bulgar, Avar ve Slav akınlarına sahne olan, Roma ve Bizans İmparatorluk dönemlerini yaşayan Niş, Balkanlarda önemli bir ulaşım noktasıydı. Romalıların inşa ettiği bugünkü Belgrad’dan başlayan ve Edirne’ye uzanan Via Militaris, Naissus’dan geçiyordu. Şehir, 1375’de Osmanlılar tarafından fethedildi.
 
Niş, Konstantinopolis adıyla inşa edilen İstanbul’un kurucusu, Roma İmparatoru Büyük Konstatinos’un doğduğu şehirdir ve bu nedenle Büyük Konstantin adlı bir havalimanına sahiptir.

Niş’de en ilgi gören yerlerden biri Ćele Kula yani Kelle Kulesi’dir. 1809 yılında yaşanan Sırp isyanında Niş yakınlarda Kameniça’da isyancılar ile Osmanlı kuvvetleri karşı karşıya gelir. İsyancıların lideri, Stevan Sindeliç kurtulamayacaklarını anlayınca cephaneliğe ateşleyerek kendisi ve askerleriyle beraber pek çok Osmanlı askerinin ölümüne neden olur. İsyancılara göz dağı vermek amacıyla Vezir Hurşit Paşa yüzlerce isyancı kellesinden oluşan bir kule yaptırır. Osmanlı egemenliğinin sona ermesinin ardından kulenin etrafı bir şapelle çevrelenir.
 
Cıvıl cıvıl bir turistilk mekan olan, içinde bir 16. yy. Osmanlı camisi de bulunan, Osmanlı yapımı tarihi Niş Kalesi, Ortodoks Katedrali, Antik Dönem’de Büyük Konstantinos’un sarayının da bulunduğu Mediana Kalıntıları, Yugoslavya Dönemi’nden kalma II. Dünya Savaşı kurbanları anısına yapılan Bubanj Hill Anıt Parkı, Arkeoloji Müzesi, Niş de görülmesi gereken yerler arasındadır.
 
Tarihi kent Niş, Sırbistan seyahatinde en önemli duraklardan biri...
 

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock

Novi Sad

Sırbistan’ın Vojvodina Özerk Bölgesi’nde, Tuna Nehri kıyısında kurulu olan Novi Sad, bölgenin yönetim merkezi ve önemli su kaynaklarının birleştiği bir alanda kurulu. Balkanların en büyük nehirlerinden ikisi, Tisa ile Tuna’nın suları Novi Sad’ın hemen güneydoğusunda birbirine karışıyor. Sulama ve sel kontrolü amacıyla yapılan önemli bir su mühendisliği sistemi olan Tuna-Tisa-Tuna kanalı da Tuna ile Novi Sad içinde birleşir.
 
Balkanlarda Türk tarihi açısından önemli bir yer olan Petrovaradin Kalesi, Novi Sad’da Tuna kıvrımının güney kıyısında inşa edilmiş. Bölgede uzun yıllar hakimiyet kuran Osmanlı İmparatorluğu, kendisine rakip olan Avusturya Macaristan İmparatorluğu ile uzun bir mücade dönemi yaşıyor. Bu  sürecin iki tarihi noktası, Karlofça (1699) ve Pasarofça (1718) Anlaşmaları arasında, hemen yakınlarda önemli bir meydan muharebesi oluyor. Osmanlı ve Avusturya orduları Petrovaradin Kalesi civarında 1716’da karşı karşıya geliyor ve bu muharebeyi Osmanlı ordusu kaybediyor. Bu büyük mücadelenin geçtiği yerler, Petrovaradin Kalesi, bugün önemli bir turizm noktası. Şehrin simgesel yerlerinden Saat Kulesi de Kale içinde bulunuyor. Sadece görünen yüzden ibaret değil, bir de 16 kilometrelik  önemli bir tünel ağı var kalenin.
 
Kale ve dolayısıyla Novi Sad, her yıl temmuz ayında, Balkanların en büyük müzik festivallerinden biri olan EXIT’e evsahipliği yapıyor.
 
Novi Sad’ın görmeye değer yerlerinin arasında Belediye Binası, Mary’s Name Katolik Katedrali,
Saint George Ortodoks Katedrali, Novi Sad Sinagogu,  Balıkçı Adası, Dunsvska ve Zmaj Jovina caddeleri, eğlencenin adresi Laza Telečki Caddesi, Danube Park sayılabilir. Karlofça Anlaşmasının imzalandığı Sremski Karlovca adlı tarihi kasaba da Novi Sad’ın hemen yakınlarında... Karlofça görüşmelerinin yapıldığı noktada bugün Barış adlı bir şapel bulunuyor. Yine hemen yakınlarda bulunan Fruška Gora Milli Parkı ise ayrı ve özel bir gezi rotası.
 
Novi Sad, bölgenin ekonomik anlamda önemli merkezlerinden biri. Şehir, tarihinde bir kültürel merkez olarak olarak öne çıkmış. Hatta Sırp Atinası olarak adlandırılmış. Bu niteliğini kaybetmeyen kent, 2021 Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmiş.

Daha fazla...

Kaynak : Shutterstock Belgrad'da Resmi Bina Üzerinde Sırp Bayrağı
Kaynak : Shutterstock Demirkapı Geçidi

Coğrafi ve Siyasi Bilgi

Orta ve Batı Balkanlar’da yer alan Sırbistan, bir kara devletidir. Saat yönünde ilerlenirse, kuzeyinde Macaristan, doğusunda Romanya ve Bulgaristan, güneyinde Makedonya ve Kosova, batısında Kardağ, Bosna Hersek ve Hırvatistan ile çevrelenmiştir. Sırbistan güneyinde yer alan ve 2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova devletini tanımamaktadır.

Macaristan’dan güneye doğru, Sırbistan ve Hırvatistan sınır hattı boyunca akan Tuna Nehri, Baçka civarında tamamen Sırbistan topraklarına geçer, yine kuzeyden Macaristan’dan gelerek güneye akmakta olan Tisa’nın suları Tuna’ya katılır. Tuna, Belgrad’da Sava Nehri ile buluşur, kısa bir mesafenin ardından güneyden gelen Büyük Morava Mehri’nin sularıyla birleşir ve nihayetinde Romanya sınırına ulaşır. Bu kez Romanya sınırı boyunca akarak ülkeyi terkeder. Romanya ile Sırbistan sınır hattının 145 kilometrelik bir bölümünü oluşturan Demirkapı, Tuna Nehri’nin oluşturduğu bir nehir boğazıdır ve tarihsel olarak  da büyük öneme sahip bir geçiş noktasıdır. Sava Nehri’nin en büyük kolu Drina da Sava’ya ulaşmadan önce Bosna Hersek-Sırbistan sınır hattı boyunca akar.

Sırbistan dağlık bir coğrafyaya sahiptir. Orta Sırbistan’ın batısında Dinar Alpleri, doğusunda ise Karpatyan ve Rodop Dağ sistemlerine ait dağlık alanlar bulunur.

Sırbistan anayasal parlementer cumhuriyetle yönetilmektedir ve başkenti Belgrad’dır. Kuzeyinde yer alan Voyvodina Bölgesi, özerk bölgedir.

Sırbistan’ın para birimi Sırp dinarıdır.
 

Kaynak : Shutterstock Roma Şehri Sirmium Kalıntıları
Kaynak : Shutterstock Kalemegdan - Damat Ali Paşa Türbesi
Kaynak : Shutterstock Saint Sava Katedrali ve Karayorgi Heykeli
Kaynak : Shutterstock Yugoslav Parası Üzerinde Tito Portresi
Kaynak : Shutterstock Kadinjaca - II. Dünya Savaşı Anıtı

Tarihi Bilgi

Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri kabul edilen Balkanlarda, bugünkü Sırp topraklarında Antik Çağ’da yaşan yerli halklar M.Ö. 2. yy’dan itibaren Romalıların bölgeye gelişi ve hakimiyet kurması sürecini yaşar. Romalılar Balkanlarda Moesia, Panonya, Dalmaçya, Illirya gibi eyaletler kurmuşlardır. Singidinum (bugünkü Belgrad), Viminacium (Eski Kostolac), Sirmium (Sremska Mitrovica) önemli Roma şehirleri haline gelir.
 
Roma İmparatorluğu 395 yılında ikiye bölündüğünde bugünkü Sırbistan’ın bir bölümü Doğu Roma, bir bölümü ise Batı Roma toprakları içinde kalır. 6. ve 7. yüzyıllardan itibaren Balkanlara Slav akınları başlar. Bizans İmparatorluğu bu akıncılarla mücadele etmek durumunda kalır. Bugünkü Sırpların da ataları olan Slavlar zaman içinde yerel halkla karışarak yerleşik düzene geçerler.
 
9. yüzyılda hristiyanlığı benimseyen Sırplar, 12. yy ve 14. yy arasında Stefan Nemanya tarafından kurulan Nemanciç Hanedanı tarafından yönetilir ve gücünün doruğuna Stefan Duşan döneminde ulaşır. Nihayet 1389’da Sırp Kumandanı Lazar ve Osmanlı Sultanı I. Murat liderliğinde, Sırp Arnavut Macar ittifakı ile Osmanlılar arasında yapılan Kosova Savaşı’nda Sırplar yenilgiye uğrar. Ancak I. Murat savaşın sonunda Miloş Obiliç adlı bir Sırp tarafından öldürülür. Sırp direnişi 1459’da tamamen kırılır. Sırplar Osmanlı yönetiminde vassal statüsüne girer. Sırp topraklarının bir bölümü de Macarların elindedir. Artık Balkanlarda, Sırp topraklarının büyük kısmında yaklaşık 500 yıl sürecek Osmanlı egemenliği başlamıştır. 1683-1699 yılları arasında Avusturya’nın Habsburg İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bölgede  yapılan savaşlarda Belgrad birkaç kez el değiştirir.
 
1804’te Osmanlı yönetimine karşı Kara Yorgi liderliğinde bir isyan başlar ve 1813 yılında bastırılır. 1815 Obrenoviç liderliğindeki Sırp isyanı bölgede çözülmekte olan Osmanlı idaresini daha da yıpratır ve Sırpların kısmi bağımsızlığına ve milli bir bilinç geliştirmesine önemli katkıda bulunur.  Sırplar tam bağımsızlığa kavuşmak için 1878 Osmanlı-Rus harbini ve harbin sonunda yapılan Berlin Kongresini beklemek zorunda kaldı. 1882’de Sırbistan bağımsız bir krallık ilan olarak ilan edildi ve ilk kralı Milan Karayorgiyeviç oldu.
 
1912’de bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında yaşayan Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan’tan oluşan Balkan ittifakı Osmanlıları yenilgiye uğratır. İmparatorluk büyük bir toprak kaybına uğrarken, toprak paylaşımı, müttefik Balkan ülkeleri arasında da sorunlara neden olur ve nihayetinde Sırbistan ile Bulgaristan arasında geçen II. Balkan Savaşı’nın savaşın galibi Sırbistan olur.
 
1914 Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasında Sırbistan’ın önemli bir rolü olur. Saraybosna’yı ziyaret eden Avusturya Macaristan veliahtı Franz Ferdinand Bosnalı bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülür ve savaşın fitili Avusturya Macaristan’ın Sırbistan’a savaş ilan etmesiyle ateşlenir. 1918’de Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı ilan edilir. 1929’da Kral Alexander ülkenin adını Yugoslavya olarak değiştirir. İkinci Dünya Savaşı’nda 1941’de Yugoslavya Macar, İtalyan, Bulgar ve Alman işgaline uğrar. Savaşın bitmesiyle 1945’te tek partili komunist rejim kurulur. 1945 ila 1980 arasında Yusgoslavya Komünist lider Tito (Josip Broz) tarafından yönetilir. Yugoslavya sınırları içinde bugünkü Sırbistan, Makedonya, Hırvatistan, Slovenya, Karadağ, Kosova ve Bosna-Hersek bulunmaktadır.
 
1989’da Sırbistan’da gücü eline geçiren Slobodan Miloseviç Yugoslavya Devlet Başkanı olur ve 1991-1994 arasında birlik üyesi üyelerin bağımsızlık isteğiyle birlikten çekildiği, askeri yöntemler ve iç savaşla bu isteklerin bastırılmaya çalışıldığı, etnik temizlikler, özellikle Bosna-Hersek’de katliamların yaşandığı  kanlı bir süreç sonunda eski Yugoslavya parçalanır. 1992’de Sırbistan ve Karadağ’dan kurulu federal devlet olan Yugoslavya ilan edilmiştir. 1999’da etnik çoğunluğu Arnavut olan Kosova ile Sırbistan karşı karşıya gelir ve NATO tarafından Kosova’yı korumak üzere Sırbistan bombalanarak Kosova’nın kontrolü Birleşmiş Milletler’e bırakılır. İktidardan 2000 yılında yapılan seçimlerle inen Miloseviç, 2006’da hücresinde ölene dek dört yıl Hollanda’nın Lahey kentinde Savaş Suçları Mahkemesi tarafından yargılanmıştır.
 
2006’da Sırbistan ve Karadağ adını alan federal devletten Kardağ’ın da ayrılmasıyla Sırbistan varlığını tek devlet olarak sürdürür. Sırbistan Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri yürüten ülkelerden biridir.
 

Kaynak : Shutterstock Novi Sad - Jovan Jovanovic Zmaj Heykeli
Kaynak : Shutterstock Geleneksel Tek Telli Çalgı - Gusla
Kaynak : Shutterstock Geleneksel Halk Dansı

Kültür/Sanat/Mimari

Sırp edebiyat tarihinin önemli figürlerinden biri yazar İvo Andriç’tir. Aslen Hırvat olan ve bugünkü Bosna-Hersek topraklarında doğan İvo Andriç, Drina Köprüsü adlı eserinde tarihi bir köprünün tanıklığında Balkanların öyküsünü ve milliyetçilik akımıyla değişen yaşamları anlattır. Yaşamının bir bölümünü Belgrad’da geçiren Ivo Andriç, Yugoslavya Dönemi yazarlarından biridir ve 1961’de Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olmuştur.  

Bir sözlük formunda yazdığı, pek çok yabancı dile çevrilen Hazar Sözlüğü romanıyla Milorad Pavić, Sırp edebiyatının en tanınmış isimlerindendir. Miloš Crnjanski, Borislav Pekić, Danilo Kiš önemli Sırp yazarlarından birkaçıdır. Sırp şiir dünyasının büyük isimlerinden bazıları Branko Radičević, Jovan Jovanović Zmaj, Vojislav Ilić, Isidora Sekulić, Desanka Maksimović, Oskar Davico, Vasko Popa  ve  Jovan Ducić olarak sıralanabilir.

Her türden müziğin, özellikle batı kökenli müziklerin dinleyici bulduğu Sırbistan’da folk müzik popülaritesini korumayı başarmıştır. Tek telli bir çalgı olan gusle eşliğinde halk ozanlarının şiirleri duyulur. Halk dansları sıkı sık kolo denilen dairesel formda oynanır. Pop ve rock müzik sevilen müzik türleridir. Sırp şarkıcı, Marija Šerifović 2007 Eurovision Şarkı Yarışmasını kazanmayı başarmıştır. Balkan Brass veya Truba adı verilen ve sadece Sırbistan’a özgü değil Balkan coğrafyasında sevilen, askeri müzikle folk müzik temelli müzik türü de anılmaya değer. Sırp müziğinin en önemli isimlerinden biri klasik müzik bestecisi ve müzik eğitmeni Stevan Mokranjac (1856-1914) dır.

Babası bir İtalyan, annesi ise Sırp olan Sırbistan doğumlu şair ve ressam Milena Pavlović-Barili, Paja Jovanović, bugünkü Hırvatistan’da doğan Sava Šumanović, Nadežda Petrović ünlü Sırp ressamlarından bir bölümünü teşkil eder.

Sırbistan mimarisi Bizans, Osmanlı ve Avusturya-Macaristan dönemlerinden kalma eserlere sahip olduğu gibi sürekli bir mücadele alanı olarak savaşlardan kaynaklanan pek çok yıkıma da şahit olmuştur. Özellikle dini mimarinin önemli eserlerine rastlanır. UNESCO Dünya Mirası listesi eserlerinden biri olan Ortodoks Manastırı Studenica, Nis Camii, Subotica Sinagogu dini mimarinin önemli eserlerine birer örnektir. 1878-1955 tarihleri arasında yaşamış Sırp kadın mimar Jelisaveta Načić mimari alanında kadınlara öncülük eden bir isim olarak önemli bir yere sahiptir. Bir başka önemli Sırp mimar, Ivanka Raspopović ile beraber Belgrad Çağdaş Sanat Müzesi’nin mimarı olan Ivan Antić’dir.
 

Kaynak : Shutterstock Sırbistan'da en Sevilen Sporlardan Basketbol Kaynak : Shutterstock Kopaonik Kayak Merkezi
Spor
Sırbistan ve uzun bir dönem parçası olduğu Yugoslavya, sporda pek çok başarıya imza atmış bir ülke olarak tanınır. En sevilen ve başarı gösterilen spor alanları futbol, basketbol, voleybol sutopu gibi takım sporları ve bireysel sporlarda tenis ve jimnastik olarak belirtilebilir.

Sırbistan’ın Yugoslavya’dan kendisine miras kalan Kızıl Yıldız ve Partizan takımları, geçmişte büyük başarılarıyla adından söz ettiren takımlar olarak hafızalarda yer etmiştir. Sırbistan özellikle basketbol ve voleybolda dünya çapında oyuncu, teknik direktör ve takımlar çıkaran; önemli başarılara imza atan bir ülke olarak dikkati çeker. Basketbol Milli Takımının Avrupa ve Dünya kupalarında birden fazla zirveye ulaşma başarısı mevcuttur. Ivković ve Obradović, basketbol koçu olarak Avrupa’nın en başarılı isimlerindendir. Peja Stojaković, Vlade Divac, Bogdan Bogdanović, Nikola Jokić, Nemanja Bjelica dünyanın en önemli basketbol ligi olan NBA’e transfer olarak kendilerini kanıtlamış başarılı basketbol oyuncularıdır. Erkek takımı gibi Sırp Kadın Basketbol Milli Takımı da güçlü bir takımdır.

Sırp Sutopu takımı defalarca Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonluğu madalyasına ulaşmış; dünyanın en başarılı takımlarındandır. Partizan Sutopu takımı da benzer şekilde çok güçlü bir klüp takımı olarak sutopu tarihinde yerini almıştır.

Bireysel sporlarda tenis alanında büyük isimler çıkarmıştır, Sırbistan. Bu isimlerden en önde geleni; tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olarak kabul edilen Novak Djokovic’dir. 15 kez Grand Slam şampiyonluğu kazanan Djokovic, dört Grand Slam’de şampiyonluk alarak Kariyer Grand Slam yapan isimlerden biridir. Ana Ivanovic ve Jelena Janković, teklerde tenis 1 numarasına kadar yükselen isimlerdir.  

Sırbistan’da su sporları, bisiklet, kayak, at binme, hiking gibi açık hava aktiviteleri için pek çok imkan bulunur.
 

Kaynak : Shutterstock Stara Planina Dağı'nda bir Bisiklet Sürücüsü
Bisiklet
Sırbistan Avrupa çapında iki büyük bisiklet rotasının geçtiği ülkelerden biridir. Bunlardan ilki Tuna Nehri Bisiklet Rotası ki Tuna’nın doğduğu Almanya’dan başlayan ve Karadeniz’de denize döküldüğü noktaya doğru uzanan Tuna Bisiklet Yolu’dur. Aynı yol, Atlantik’ten Karadeniz’e uzanan 3653 kilometrelik EuroVelo6 Bisiklet Rotası’nın da bir parçasını teşkil eder. Tuna Nehri boyunca Sırbistan’ın doğal ve tarihsel zenginliklerinin eşlik ettiği rota; Belgrad, Novi Sad ve Smederevo şehirlerinden, Djerdap Milli arkı’ndan, Demirkapı Geçidi’nden geçer.
 

Kaynak : Shutterstock Tuna Nehri'nde Optimist
Su Sporları
Dört tarafı karayla çevrili, denizlere kıyısı bulunmayan bir ülke için su sporlarından bahsetmek ilginç karşılanabilir ancak Sırbistan, üzerinde gemi taşımacılığı ve nehir seyirlerinin yapıldığı; başta Tuna olmak üzere Sava ve Tisa gibi Balkanların en büyük nehir yollarının üzerinde yer alır. Bu sayede yelken, kürek, balıkçılık, rafting  gibi pek çok su sporu dalından bahsetmek mümkün hale gelir.
 

Mutfak

Sırp mutfağı, yerel özelliklerinin yanı sıra daha önce Yugoslavya topraklarını paylaştığı Balkan ülkeleri mutfaklarından, Yunan, Türk, Macar ve Avusturya mutfaklarından izler taşır. Sırbistan’da severek tüketilen gastronomi ürünlerinden bazıları aşağıda sıralanmıştır:
 

Ćevapčići (veya Ćevapi)
Sosise benzer ince uzun kıyma köfte ızgara yapılarak hazırlanan ćevapi, bir çeşit kebaptır. Yanında kaymak, pide benzeri düz ekmek ve soğan dilimleri ile servis edilebilir.
 

Sarma
Osmanlı mutfağından gelen ve bugün hala Sırbistan sofralarını süsleyen bir lezzet. Etli lahana sarması... Tarif gerektirmeyen bir tat.
 

Vanilyalı Kurabiye
Ortası nefis reçelle doldurulmuş vanilyalı ve cevizli kurabiyelerin Sırbistan’ın hamur işleri arasında ayrı bir yeri var.
 

Pljeksavica
Genelde domuz kıymasından ince bir dilim hamburger köftesi ızgara edilerek, ince ve geniş bir tür somun ekmek içinde servis edilir. İçine turşu, yeşil salata yaprakları, lahana salatası gibi lezzet katan garnitür konabilir. Sırbistan’ın fast food yiyeceği olarak tanımlanan Pljeksavica için ülkede Sırp Hamburgeri de denir.
 

Ajvar
Balkan ülkelerinde sıklıkla rastlayacağınız nefis lezzette bir sostur. Kırmızı biber, patlıcan ve sarımsakla yapılır.
 

Karadjordjeva Šnicla (Kara Yorgi Şnitzel)
Sırp şnitzeli olarak da adlandırılan bu yemek, dana veya domuz etinden yapılır. İçine kaymak doldurularak, sosis biçimli rulo yapılan et kızartılır ve servis edilir.
 

Gibanica
Balkanlarda yaygın olarak yapılan peynirli bir çeşit hamur işidir. Tatlı türünde de yapılabilir. Strudel gibi kat kat hamur içerir.
 

Šopska Salatası
Bulgar kökenli bu nefis salata, Balkan ülkelerinde ve Sırbistan’da da yaygın olarak tüketilir. Domates, salatalık, biber, soğan ve peynirle yapılır.
 

Frambuaz
Sırbistan Dünyanın en büyük frambuaz üreticisi ülkelerinden biri ve önemli bir donmuş meyve ihracatçısıdır. Sırbistan’a gitmişken bu kırmızı nefis meyvelerden ve onlarla yapılmış tatlılardan yememek olmaz.
 

Kaynak : Shutterstock Sırp Banknotu Üzerinde Tesla Portresi
Kaynak : Shutterstock Niagara Şelalesi, Tesla Anıtı, Kanada
Kaynak : Shutterstock Nikola Tesla Müzesi, Belgrad
Kaynak : Shutterstock Balkanlarda Tesla Prensipleri Üzerine İnşa Edilmiş İlk Hidroelektrik Santrali

Nikola Tesla

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a yapılan bir uçak seyahati için uçağınız önce Nikola Tesla Havalimanı’na iniş yapar. Belki Nikola Tesla Bulvarı’ndan geçer; belki şehirde Nikola Tesla Müzesi’ne rastgelirsiniz. Peki kimdir Nikola Tesla?
 
Nikola Tesla, son yıllara dek adı yaygın şekilde bilinmeyen ama mühendislikle uğraşanların, hikayesini olmasa da adını yakından bildiği; tanınırlığı ile yaptıkları arasında dev bir uçurum olan bir mühendislik dahisi. Sırp kökenli olan Tesla, bu nedenle Sırbistan’da büyük bir saygıyla anılır ve Sırbistan kökenli en önemli bilim insanlarından biri, belki de birincisidir.
 
Nikola Tesla 1853 yılında Avustura-Macaristan İmparatorluğu’nda, bugünkü Hırvatistan sınırları içinde yer alan Gospic yakınlarında, Smiljan Köyü’nde doğar. Babası bir Ortodoks Rahiptir. Tesla’nın üstün zekasını ve icat kabiliyetini olağanüstü bir zekaya sahip annesinden aldığı söylenir. Ancak dönemin kadınlara geleneksel roller dışında pek fazla hak tanımaması nedeniyle Georgina Tesla’nın bu özelliğini bilenler yakın çevresi ile sınırlı kalmıştır.
 
Avusturya Macirastan’da mühendislik eğitimi veren birkaç okuldan biri olan Graz Joanneum Politeknik Okulu’na giden Tesla, Prag’da bir süre eğitim görür ve ardından Budapeşte’de Merkez Telefon Ofisi’nde görev alır; ilk icadını da burada yapar. 1884’te göçmen olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne gider; 1891’de Amerikan vatandaşı olacaktır. Amerika’ya geldikten sonra kısa bir süre Thomas Edison için çalışır.
 
Popüler kültürde Tesla ve Edison arasında geçtiği düşünülen akım savaşları kendine önemli bir yer bulur. Edison bir mucit olduğu kadar bir iş adamı kafasına sahiptir. Daha sonra General Electric firmasına dönüşecek olan Edison General Electric firmasının sahibidir. Gaz sistemlerinin kullanıldığı sokak aydınlatması gibi alanlarda elektrik kullanımına dair çalışmaları vardır. Ancak Edison bu amaçla Doğru Akım (DC) kullanma yanlısıdır. Karşısında alternatif akımın savunucusu güçlü bir rakip bulur; bu rakip Westinghouse firmasıdır. Westinghouse’un bu savaşı kazanmasında rol oynayan en önemli aktör, Nikola Tesla’dır.
 
Polifaz Elektrik Motorunu 1887’de bulan Tesla, uzun mesafe elektrik dağıtımının ancak alternatif akımla yapılabileceğine inanmıştır ve nihayetinde iki ve üç fazlı iletim sistemlerini tasarlar. 1891’de Tesla Bobini olarak bilinen transformatörüne Amerikan Patent Dairesi’nden patent alır. 1892’de Belgrad’ı ziyaret eder, Kral I. Aleksander Obrenovic ile tanışır ve Saint Sava nişanı ile onurlandırılır.
 
Tesla 1943’de ölene dek, Amerikan Patent Dairesi’nden ve Avrupa ülkelerindeki muadillerinden yüzlerce patent almıştır. Radyonun mucidi İtalyan Marconi olarak bilinmesine rağmen, Amerikan Patent Dairesi radyo için daha önce Tesla’ya patent vermiştir. Çağının ötesinde bilimsel fikirler ile ortaya çıkan Tesla, bugün bilim dünyasındaki eşsiz yerini korumakta. 1960’da manyetik indüksiyon birimi olarak Tesla’nın kullanılacağının ilan edilmesiyle Dünya Bilim Tarihi içindeki saygın yeri tüm Dünya tarafından kabul edilmiştir.
 
1895’de laboratuvarında çıkan bir yangınla teknik dokümanları, makine prototipleri, kitap ve mektuplarının yok olması gibi olaylar, Edison’un elektrik dağıtımında doğru akımı savunmak için girdiği ilginç tartışmalar, Telsa’nın elektrik akımına adeta bir sihirbaz gibi hükmettiği bazı gösterileri onu giderek daha fazla ilgi uyandıran bir popüler kültür nesnesine dönüştürmektedir.
 

Kaynak : Shutterstock Eğlence Vakti

Eğlence

Sırbistan’da eğlencenin merkezi, başkent Belgrad’dır. Belgrad, bir eğlence merkezi olarak Avrupa çapında bir şöhrete de sahiptir. Yılın oniki ayı, gün ışıyana kadar eğlencenin, dans ve müziğin kendine yer bulduğu nadir ülkelerden biridir. Özellikle yaz aylarında nehir üzerine taşınan gece klüpleri pek meşhurdur. Sava ve Tuna üzerinde sıralanan bu yüzer klüpler splavovi olarak adlandırılır. Belgrad’da Savamala da önemli eğlence merkezlerinden biridir.
 
Novi Sad EXIT Festival
 
Her yıl Temmuz ayında Sırbistan’ın Novi Sad şehri, tarihi Petrovaradin kalesi üç günlük bir festivalde müzik, dans, eğlence, şov ve hareketle dolar; çok büyük kalabalıkları ağırlar. EXIT, Avrupa çapında büyük ve önemli bir festivaldir.